Resmî adı “Konak İş Sitesi” olan SSK Blokları’ndaki İleri Kitapevi kapanalı birkaç yıl oldu. Tarihe karışmış bir başka nirengi noktamız Çınar Sineması ile karşılıklı komşuluk ederlerdi. Sinema yapısı, neyse ki bir başka kültür kurumu olarak hayata tutundu. İleri ise önce arka dükkâna çekilip varlığını ağırlıklı olarak ders / test kitaplarıyla sürdürmeye çalıştı. Sonra bir gün bir baktık, kapanıp gitmiş…
Ait olduğum İzmirli neslinin gittiği ilk sinema Çınar ise, siyaseten sola meyleden / heveslenen liselinin beslenmeye başladığı kaynak da İleri Kitapevi’ydi. Kitaplarımı, süreli yayınlarımı edindiğim adresti.
İlk kitap alışverişim, geçen hafta yapmışım gibi aklımda. Muammer Aksoy cinayeti kısa bir süre önce işlenmişti. Yazılarından bir derlemeydi, ömrümde kendime aldığım ilk kitap. Rafları defalarca tarayıp yok gibi olan bütçeme en uygun olanı seçmiştim. Nasıl heyecanlandığımı şefkatle anımsıyorum.
Başından sonuna 12 Eylül boğuntusuna denk gelmiş ortaokul & lise öğrenciliğimin yasak elması ise, kitapçıya gireni birkaç adım sonra karşılayan, sol dergilerin dört yönde yukarıdan aşağıya dizildiği döner raftı. Dokununca elimi yakacakmış gibi heyecanlanır, yine de birkaç tanesini hızlı hızlı, merakımı gidermekle bir an önce yerine koymak arasında gidip gelen telaşımla incelerdim.
*
“Cumhuriyet” okuru olmak, o dönemde, pembeden kan kırmızıya solun bütün kesimleri için vazgeçilmez bir donanımdı. Sayfalarını özenle ve saygıyla açar, kitapmış gibi ilgimi en çekmeyen habere kadar satırlarını tüketirdim - tek damlasını ziyan etmek istemediğiniz kaliteli bir içki gibi düşünün. Hele Pazar eklerini, evin içinde kendimi izole ederek, ders çalışır gibi okurdum.
En çok İlhan Selçuk’u beğenir, en önce o sütuna dalar ve doyamazdım. İlhan Selçuk, oldum bittim yazmaya hevesli bir kimse olan kulunuzun aldığı ilk model oldu. Edebiyat dersinde, sınavlarında tarzına öykünürdüm – yüksek de notlar getirdi bana bu taklitçilik.
“Japon Gülü”nü okuduğumda kendimi filozof zannetmeye başlamıştım.
Bir de Uğur Mumcu vardı.
Mumcu, bambaşka bir tarzdı. Ergenlik hülyalarına çok da hitap eden bir çizgisi yoktu doğrusu: Adaletsizlik, yolsuzluklar, yuvalananlar… Şakası yoktu hiç anlattıklarının. Beylik silah vazifesi gören daktilosuyla halk düşmanlığının peşindeydi hep.
Şimdi düşünüyorum da… Ömrü gazetecilikle geçmiş olsa da hukukçuluğu asla bırakmadı: İş edindiği, köşesinde cumhuriyet savcılığı, halk avukatlığı yapmaktı.
*
Bugün katlinin 30. yıl dönümü. O uğursuz gün, “Uğur”suzluğumuzun başladığı gün, 19 yaşında bir sosyalisttim. İ.Selçuk’u, U.Mumcu’yu yolda “sol”layıp geçmiştim aklım sıra, radikalizm skalasında vardığım noktaya göre artık onları “sağ”ımda görüp dudak büküyordum. İnsan gelecekte utanacağı tutumları ziyadesiyle takınıyor erken çağında.
Bir TV programında yumruğunu göğsüne vura vura “Ben Kuvayımilliyeciyim!” demişti. Geçen yılın 30 Ağustos günü, Başkomutan Meydan Muharebesi’nin 100. yılı anlarında Zafertepe’de göz yaşı dökerken, zihnen aynı noktada buluştuk kendisiyle. Özür borcumu ödemiş oldum, diye düşünmek istiyorum.
En iyi anmanın oturup okumak olacağını akıl ettim, birkaç gün önce “Çıkmaz Sokak” isimli kitabını elime aldım. Politize gençlerin –bugün çok şükür ki çok geride bırakılmış bir sorun olan- silaha sarılmasına, onların karşısından değil yanından konuşarak engel olmaya çalışan bir aydının çabası bu kitap özetle.
Türkiye’nin kutuplaşma gibi, hukuk süreçleri gibi, CHP’nin solunda yeterince güçlü bir siyasi çekim noktası olmayışı gibi sorunlarının geçmişinin en az yarım asra uzandığına şahit olmak bakışıyla ikincil bir okuması da mümkün.
*
Sözü İzmir’in savcımıza, avukatımıza duyduğu vefanın, kendisini her yerde bitiveren kır çiçekleri misali nasıl gösterdiğini listeleyerek bitirelim. İçimize sokmuş, hemşerimiz yapmışız:
Uğur Mumcu Sevgi Yolu – Selçuk
Uğur Mumcu Bulvarı – Torbalı
Uğur Mumcu Sokak – Yukarıkızılca Kemalpaşa
Uğur Mumcu Bulvarı – Cumaovası
Uğur Mumcu Caddesi – Buca
Uğur Mumcu Mahallesi – Karabağlar
Uğur Mumcu Sitesi – Bayraklı
Uğur Mumcu Kültür ve Sanat Merkezi – Bornova
Uğur Mumcu Parkı – Karşıyaka
Uğur Mumcu Mahallesi – Çiğli
Uğur Mumcu Mahallesi – Menemen
Uğur Mumcu Parkı – Foça
Uğur Mumcu Parkı – Aliağa
Uğur Mumcu Caddesi – Bergama
Uğur Mumcu Caddesi – Kınık
Uğur Mumcu Caddesi – Balçova
Uğur Mumcu Caddesi – Narlıdere
Uğur Mumcu Meydanı – Güzelbahçe
Uğur Mumcu Büstü – Seferihisar
Uğur Mumcu Kavşağı – Urla
Uğur Mumcu Caddesi – Alaçatı Çeşme
Uğur Mumcu Feribotu
(Eşi Güldal Hanım’ın da İzmir milletvekili olarak şehrimizi Meclis’te temsil ettiğini hatırlayabiliriz.)