Bir Beşiktaş sevdalısı olarak dün akşam ki futbol neydi öyle..! demekten kendimi alamıyorum…Ruhsuz, neden orda olduğunun farkında olmayan, neden Beşiktaş formasını giymiş olduğunun bilincinde olmayan bir topluluk…( Bu şimdiye kadar izlediğim diğer büyük takımlardaki oyuncular için de geçerlidir) Elbette emeğe saygım var, “ emek en yüce değerdir” felsefesine inanan birisiyim. Amma ,kimse kusura bakmasın, o formanın hakkını vereni dün mumla aradım… Memleket de ki asgari ücret, bir insanın yaşaması, nefes alması için bile yeterli değilken, milyon Euro’ların sözleşmeler karşılığında alınıp ; ruhsuz, enerjisi olmayan bir oyunu oynamakta en hafif söylemimle “ ayıp” oluyor…O asgari ücrete rağmen bilet alıp, maça gelenlere ayıp oluyor…
Elbette, yerli futbolcu yetiştirmekte fukara bir sisteme sahip olduğumuz için, yabancı oyunculara paralar dağıtılıyor. Futbol da son demlerini yaşayan oyuncu ülkemize sırf para kazanmak için geliyor. ( 35 yaşın üstünde ki futbolcular) Ekmek bile alamayacak durumda olan, milyonlarca insanın yaşamakta zorlandığı ülke de milyon Euroları kazanıyorlar( bu sitemim yerli-yabancı tüm oyuncular için geçerli) Yerli nohutun, yerli fasulyenin artık yetişmediği ( yetişmesine izin verilmediği ) ülkem de, ya da yerli tohumun kullanılmasına izin verilmeyen ülkem de, dolaysıyla fasulye yetişmediği gibi futbolcu da yetişmeyecek, fasulyeyi nasıl ithal ediyorsak futbolcuyu da ithal edeceğiz…
Beşiktaş’ımın alt yapısından gelen Semih, milyon Euro’lar verilerek gelen bir çok oyuncudan iyi duruyor. Eminim, bu ülkede Semih gibi yüzlerce keşfedilmeyi bekleyen genç çocuklar, oyuncular var. Ama yıllardır alt yapıda yetişecek oyunculara gerekli olanaklar sağlanmaz, fasulye gibi üretilmeleri sistem gereği istenmez, göstermelik bir iki tane oyuncu vitrine çıkartılır sonra sistemin çarkları yine ithal oyuncu yönünde döner…Ülkede her alanda şuan da nasıl ki üretim durmuşsa, fabrikalar kapanıyorsa, üretim yoksa, doğal olarakta bu sporda da özelinde futbolda da öyle olacak ve yerli oyuncuya değilde ithal oyuncuya yönelik çark işleyecek…
Altyapıya önem verildiğinde nelerin olacağı, müsabık sporcuların başarıyı nasıl getireceği/ getirdiği geçmişte yaşandı… Alın size Feyyaz’ların, Rıza’ların olduğu dönem, üç yıl üst üste gelen şampiyonluklar ve kazanılan kupalar daha ne istiyorsunuz; yaşanmış, denenmiş ve doğru işleyen bir sistemle nelerin olacağının ispatının yapılmış olduğu bir süreç… Tıpkı; devamına izin verilseydi, Amerika’nın ve yerli işbirlikçilerin engel olmasıyla kapanan Köy Enstitülerimiz varlığını sürdüre bilseydi, bize özgü olan eğitim sistemimizle, aydınlık kuşakların yetişmesine olanak sağlayacak bir sistemin varlığının meyvelerini yiyecektik…
Bilim insanı yetiştirecektik, köyünün kalkınmasına olanak sağlayacak çağdaş insanlar yetiştirecek, şimdiki gibi eğitimimiz yaz boz tahtası olmayacak, bize özgü olacak, laik çağdaş gençlere sahip ülke olacak, bilgiyi, akademik beyinleri ülkenin kalkınmasında değerlendirecektik… Sporda da bir sistemi oturtacak, futbolcu ithal etmeyecek, 35 yaşında ki oyunculara milyon dolarlar vermeyecek, yoksulluk altında inim inim inleyen halkın parası ve onların verdiği vergiler çar-çur edilmeyecekti…
Hadi biz yine, fasulye, nohut üretilmesine izin verilmeyen, ya da yerli tohuma izin verilmeyen ve ithal eden ülkemde; yerli futbolcunun yetişmediği, alt yapıların yeteri üretkenliğinin sağlanmadığı ülkemde, asgari ücretin ayaklar altına alındığı , emeklilerin geçinemediği, gençlerin nefes aldığı festivallerin yasaklandığı , ithal ettiğimiz “yetersiz ve yaşlı oyuncularla “ futbol izlemeye devam edelim…