Sayısız vampir hikayesine, romana ve filme ilham veren Dracula hakkında birçok şey duymuşuzdur. Yazar Bram Stoker'in kaleme aldığı Dracula adlı eser en ünlü vampir romanlarından biri olarak kabul edilir ve yazarın yarattığı bu karakter, tarihin en karanlık figürlerinden olan Vlad Dracula Tepeş'ten ilham alınmıştır. Peki bu tarihi figür nasıl oldu da vampir efsanesine dönüştü?
Öncelikle Vlad Dracula'nın hayatına bir göz atalım. Vlad Dracula Tepeş, 3.Vlad, 1431 yılında Macaristan'da doğdu. Babası 2.Vlad, Eflak Kralı idi ve Osmanlı'ya vergisini ödeyemediği gerekçesiyle onu ve kardeşi Radu'yu Osmanlı Devleti'ne rehin olarak vermek zorunda kaldı.
Vlad Tepeş burada 2.Mehmet(Fatih) ile çeşitli dersler aldı, birlikte büyüdüler. Bazı söylentilere göre Vlad burada çokça eziyet gördü ve Osmanlı'ya olan nefreti bu işkencelerdendi. Hayatının 5 yılı burada esir olarak geçti.
Babasının vefatından sonra Eflak tahtına Vlad'ın amcası Vladislav geçti. Vlad hakkı olan tahtı almak için kendi askerlerini toplayarak Eflak'a gitti ve tahtı ele geçirdi.
Artık Eflak Kralı olan Vlad; Osmanlı'ya vergi ödemeyi, bunun Osmanlı'nın boyunduruğu altına girmek demek olduğundan reddetti. Bu sırada Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet buna sinirlenerek Eflak'a ordu yolladı. Vlad Dracula Fatih'in yolladığı askerleri kazığa oturtarak karşılık verdi. Fatih Sultan Mehmet ile birçok kez savaşan Dracula, toplamda 23 bin Osmanlı askerini öldürdü. Kazığa oturtma gibi acımasız bir öldürme yöntemini kullandığından tarihe Kazıklı Voyvoda olarak geçti. Kardeşi Radu ise Osmanlı tarafından başarılı bir şekilde devşirilip beylerbeyi olduğundan kardeşiyle de birçok kez savaşmak zorunda kaldı.
Vlad'ın ölümü tarihte birçok belirsizlikle dolu ve birçok söylenti olsa da en çok kabul gören görüş, Osmanlılarla yaptığı bir savaşta öldüğüdür. Vlad Tepeş'in kafası kesilip İstanbul'a getirtildiği kabul edildi.
Gelelim vampir söylentilerine…Vlad Dracula önemli gördüğü düşmanlarını akşam yemeğine çağırır, yemekten sonra hepsini kazığa oturturdu. İşte söylentiler de buradan çıktı. Vlad'ın kazığa geçirdiği düşmanlarının altına bir fıçı koyup kanı biriktirerek akşam yemeğinden sonra içtiği söyleniyordu ve bu söylentiler o dönemde bile tüm Avrupa'da yayılmaya başlamıştı.
Kullandığı işkence yöntemi ve katlettiği insan sayısıyla tarihe en kanlı, en acımasız krallardan biri olarak geçen Vlad Dracula Tepeş, efsanelerle beslenen tarihi bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Harika ve bol bilgili bir yazı olmuş kaleminize sağlık