Küçük köy istasyonu ele geçirilir. Türk ordusu 9 Eylül'de İzmir'e girmektedir. Genç kızlar ellerinde çiçeklerle süvarilerin üzerlerini atarlar. Herkes sevinç içinde ezanlar selalar okunmakta, yalnız ak saçlı bir ihtiyar elinde bir resim her gelen askere onu gösteriyor, gördün mü, tanıyor musun? Askerler bildikleri hâlde gördükleri halde hiç kimse cevap veremez. Gördün mü biliyor musun? En sonunda bir subay dayanamaz. Yıldırım Kemal'in babasına sarılır, Hasan Askeri beye. Baba, bugün hepimiz Yıldırım Kemaliz.
KAYNAK
Hakimiyet-i Milliye gazetesi’ “özel muhabiri” , Atatürk’ün Dumlupınar’ın ikinci Yıldönümü olan 30 Ağustos 1924 tarihinde Dumlupınar törenlerini izler. Heyet önce Yıldırım Kemal Köyünden geçer.31 Ağustos 1924 günü ‘özel muhabirin gözlemleri Hakimiyet-i Milliye’ de ayrıntılı olarak yayınlanır:
Gördüklerimiz, duyduklarımız heyecan dalgaları arasında sallanıyor. Gönül isterdi ki bütün memleket, Mehmetçiğin aşığı bütün Türklük, memleket ve millet bağımsızlığının doğduğu ve fışkırdığı bu tepede bulunsun. Eserini heyecanlarla tekrar ederken gözlerinden mezarına sıcak yaşlar akıtsın. Bugün burada toplananlar Türklüğün kerametini sezmişlerdi; Dumlupınar’da yalnız bir kalp vardı. Büyük zaferin hatıraları Afyonkarahisar’ dan itibaren canlandı ve Yıldırım Kemal İstasyonu savaşın kıymettar menkıbelerini anımsattı ve ilk türbe olarak buradan huşu ile geçiyoruz.
(Kaynak: Atatürk’ün Bütün Eserleri Cilt.16 (1.Temmuz 1923_17 Eylül 1924)