Haydi güle güle 2024 attım sattım attım sattım attııımmmm……
Bütün negatiflikleri, bütün sıkıntıları, parasızlığı, hastalıkları, kıskançlıkları, başarısızlıkları attım sattım, attım sattım, atıyoruz, satıyoruz.. attım – sattıııım…..
İstiyoruz istiyoruz istemede kalıyoruz. Bazılarınız bir takım yöntemler olduğunu duymuştur çekim mekanizmasını çalıştırmanın. İlk önce oynak epifizinizi dengelemeyi öğrenmeniz gerek.
İnancınız her ne olursa olsun, çoğumuz kulağımıza saçma olarak gelse de içimizden bir sesin “hadi yap şunu” dediğine şahit olmuşuzdur. Saçma olduğunu bile bile yüzümüzde ufak bir gülümsemeyle “ya tutarsa” diyerek yaptığımız ritüeller.
Kağıda yazmalar, gül dalına bağlamalar.. Hızır AS. Gelecek okuyacak ve dileklerimizi yerine getirecek hıdrallezde.. ertesi günü oo full yaprak sarmaları ile süslenmiş piknik sofraları.. arttırın bereketi. Kapılarınıza zeytin dalları bağlayın…
Söylemler çok, tavsiyeler çok.. peki hangisini denediniz.. sayı sekanslarını mı, frekansları mı??
Doğal taşları mı? Esmaları mı? Namazı mı? Yoksa sabah uyandınız “of yine sabah oldu”, “yine berbat geçecek bir gün” yine kiloluyum” yine kısmetsizim gibi söylemlerle uyumuştunuz ve sabah da aynı sözlerle devam mı?
Bir çok ritüeli denediniz belki de; peki ya neden olmuyor?
Neden istekleriniz gerçekleşmiyor bunu hiç sorguladınız mı? Bir yerde hata ya da eksiklik mi var!
Eğer çok candan isteyip de inanarak yaptığınız kağıda yazmak olsun, denize atmak, güle bağlamak, yada suyu kodlamak; yada dua etmek, taşlardan medet ummak, defne yapraklarına yazmak.. eğer içinizde ufacık bir tereddüt varsa ve olmuş zamanki heyecanı hissetmiyorsanız bu yaptıklarınız faydasız olacaktır.
Şöyle düşünün; hani o çok sinirlenip de bardağı fırlattığınız an var ya; çıldırdığınız son nokta işte onun gibi bir frekansa yükselmiş olmanız gerek..
Yada şöyle bir örnek daha vereyim; kızgın kumlarda yürüyebileceğinizi sanarak ayaklarınız yanasıya kadar gittikçe hızlanan adımlarınızla denize ulaştığınızda o hissiyat.! Cossss
Normal doğum esnasındaki kadının öldüm dediği anda bebeğin çıkmasıyla rahatlaması anındaki hissiyat!
Daha kaleme alamayacağım anlar..
Rüyanızdaki uçma hissindeki hazzınız!
Yani mutlu da olsanız sinirli de olsanız en uç noktadaki sınır çizgisindeki hislerinizle istediklerinizi sanki elde etmiş gibi zihninizde oluşturduğunuzda gerçek oluyor şekerler. Uykuya geçiş anınızda düşme hissi oluyor ya, hafif huzurlu ve karışık duygular, o an da çok önemli, eğer aklınızda yer etmiş ise; hatırlayabilirseniz o an; her ne istiyorsanız “çok güzel bir evim var, lüks bir otomobilim.. kariyerimin en üst zirvesindeyim. Çok istediğim telefonumu zaten aylardır kullanıyorum… gibi sözler söyleyebilirsiniz içinizden.. ve uykuya geçiş…………
Zihniniz bilinçaltınıza işliyor.. beyniniz mıknatıs gibi o gerçekliği yaşamınıza çekiyor. Bir uyanıyorsunuz ve herşey değişiyor. Rabbim nasip ederse tabi. Dua ediş şekli de çok önemli, niyetleriniz, kalbinizden geçenlerle diliniz farklı söylememeli.
Tabi yeni yıla girerken dileklerinizi nasıl yaparsanız yapın, herkesin hayrına dilemeyi de unutmayın. İsteklere başlamadan önce serotonin seviyesini de yükselmek gerektiğini unutmayın (1 kilo biber yemenizi tavsiye ederim ) Yeni yılda tüm isteklerinizin gerçekleşmesini gönülden diliyorum.
Saygı ve Sevgilerimle,
Pozitif dusunmek her zaman iyiyi getirir