Şimdi bir bakalım. Cumhuriyet rejimi ile derdi olanlara, Osmanlı’nın ihtişamlı dönemlerine geri dönmek isteyenlere, şu senaryoyu anlatınız ve sorunuz: “Sana bir teklifim var. Dünyanın en güçlü Devleti Türkiye Cumhuriyeti olacak. Hem askeri hem de ekonomik anlamda en güçlüsü! Ancak tek şartımız var. Rejim Cumhuriyet olacak. Kabul eder misin?” Göreceksiniz ki yüzde doksanı bu şartı kabul edecektir.
Ben bu ülkede “Osmanlı geri gelsin” fikrinin ve hayalinin yalnızca güce duyulan özlem olduğunu düşünüyorum. Evet ben de istiyorum, Osmanlı’nın Fatih dönemindeki durumu, Kanuni dönemindeki durumu tam anlamıyla bir destandı ve evet özlem duyuyorum ancak özlem duyduğum şeyin “GÜÇ” olduğunu anladım.
Şöyle bir düşününce, neden olmasın? Neden Osmanlı’nın üç kıtaya hükmettiği o döneme geri dönmeyelim? Ben tüm Türk Tarihini bölmeden yaşayan bir Cumhuriyet genciyim. Dolayısıyla, Fatih dönemindeki güce Mustafa Kemal’in kurmuş olduğu Cumhuriyet döneminde dönmekte hiç bir sakınca görmüyorum.
Bahsettiğim derinliği anladığınızı düşünüyorum ancak iki cümle ile özetleyelim. Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamlı ve destansı dönemindeki güce geri dönmek ve kontrolü bir Türk olarak ele almak, dünya siyasetinde söz sahibi olmak istiyorum ve bunu Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti ve değerleri ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti Anayasası altında yapmak istiyorum. Bizim özel duyduğumuz şeyin adı aslında tam olarak şu: “GÜÇ” ekonomik güç ve askeri güç.
Millet olarak, ortak tüm! değerlerimizde birleşmek dileğiyle
Yorumlar
Kalan Karakter: