"Eee Bu Hayatı Sen Seçtin"

“…Sen nasılsın onu söyle, nasıl gidiyor?” 
“Mental bir yorgunluk var ama idare ediyoruz…”  
“Eee bu hayatı sen seçtin.” 
Evet bu hayatı ben seçtim. Henüz sütten kesilmemiş bebeğinin, geleceği güzel 
olsun diye bu hayatı ben seçtim. Sen ise çocuğunun, geleceğine etki etme gücünü bana 
bıraktın. Ne demek istiyorum çok dolandırmadan anlatayım. 
Örnek veriyorum, düşünün ki 15 sene sonra Milli Eğitim Bakanı olmuşum, bir 
müfredat ayarladım ve çocukların düşünme ve sorgulama yetilerini ellerinden alıp, 
sadece gördüğüne ve duyduğuna inanmak üzere yetiştirilecek bir toplum inşa etmeye 
başladım. 
15 sene önce ise yani bugün, seninle şunu konuşmuştuk. 
“Kardeşim, durmadan şikayetleniyorsunuz ve karanlığa küfrediyorsunuz ancak bir 
mum yakacak ne cesaretiniz var ne isteğiniz. Gelin oğlum, bir şeyler yapalım şu ülke için 
hep birlikte. Çocuklarınızın geleceğini hiç mi düşünmüyorsunuz?” 
“Ya sen mi kurtaracaksın, biz mi kurtaracağız? Bu Ülkeyi Alphan. Bırak, birileri bir 
şeyler yapar. Sen nasılsın onu söyle, nasıl gidiyor?” 
“Mental bir yorgunluk var ama idare ediyoruz…”  
“Eee bu hayatı sen seçtin.” 
Sen sorumlusun kardeşim. Kabuğuna çekildin kaldın. Yaşadığın hayat sana şu an 
yetiyor ancak 15-20 sene sonra kucağındaki bebeğe yetmeyecek. Gündelik yaşamdan 
farklı, ulaşılması imkansız bir hedef seçmek zorundasın. Yukarıda bahsettiğim gibi, düşün 
ki Milli Eğitim Bakanı olmuşum ve senin çocuğunun geleceğine etki edecek yanlış ve 
saçma kararlar vereceğim. Belki eğitimde fırsat eşitliğini komple ortadan kaldıracağım. 
Bana küfredeceksin, kızacaksın. Ben ise sana söylemiştim, gel kurtaralım bu ülkeyi, 
beraber yönetelim demiştim. Sen, mücadeleden kaçmakla kalmadın, tüm kontrolü bana 
bıraktın ve “eee bu hayatı sen seçtin” dedin. Evet ben seçtim. Sizin çocuğunuz hakkında 
vereceğim kararı, annesi ve babası olarak bana bıraktınız. Şimdi bir daha düşünün…