Sevgi en büyük hazinedir, sevgi olmayan yerde çiçek bile açmaz, sevgisiz kalmış bir insan susuz kalmış bir toprağa benzer, iki gönül bir olunca samanlık seyran olurmuş derler. Sevgi üzerine yüzyıllardır bir sürü şarkı, şiir, roman, atasözleri ve hikayeler yazılıyor. Eskiden sevgiyi ve aşkı hatırlar mısınız? Gül kokulu mektuplar, oyalı mendiller, dolma kalem ile yazılan yazılar ve en büyük nimet olan maneviyat hissi gerçek sevginin ve aşkın en önemli detaylarıydı. Peki günümüzde sizce sevgiyi birbirimize nasıl aktarıyoruz? Sevgi dilini doğru kullanıyor muyuz? Lüks hediyeler, marka ve gösterişli sürprizler ile dolu hayatlar günümüzde sevgi dilini ifade ediyor. Eşiniz, sevgiliniz veya dostunuz size pahalı marka bir çanta aldıysa sizi çok seviyor ama manevi değeri olan kendi elleriyle yaptığı bir hediye verdiğinde ise size yeteri kadar değer vermiyor hissine kapılıyor musunuz? Maalesef günümüzde bu soruya çoğu insan ‘’Evet’’ yanıtını veriyor. Çocuklar ve ergenlerde bu tarz sorulara yetişkinler gibi evet diyor. Çünkü çocuklarda soyut kavram 11 12 yaşına kadar gelişmediği için somut kavram yani madde olan her şey onlara cazip geliyor. Bu yüzden çocuklara ‘’Beni ne kadar seviyorsun?’’ sorusu sorulduğunda dünyalar kadar seviyorum cevabını alırsınız. Çocuklar sevgilerini dile getirirken beden dillerini kullanırlar veya bir maddeye benzetirler. Bundan dolayı ne kadar oyuncak ve abur cubur alıyorsanız o kadar iyi bir ebeveyn oluyorsunuz. Tabii ki bu doğru bir davranış değil, çocuklar her zaman bir talepte bulunurlar fakat onlara her istediklerinin olmayacağını, her şeyin bir zamanı olduğunu öğretmeniz gerekir. Onlara küçük yaşlardan itibaren pahalı ve lüks marka hediyeler almaya başlarsanız bu davranışı geliştirirsiniz. Örneğin; ders çalışırsan sana telefon alacağım, sınavını geçersen sana tablet alacağım gibi ödüllerinizin bir de bedelleri vardır. Bu bedeller doyumsuzluk, zor zamanlarda aşırı mutsuzluk hali, tükenmişlik hissi gibi duygular içerisinde olabilirler. Bundan dolayı çocuklarınıza maddi değil manevi sevgiyi öğretmeniz gerekir. Çünkü sevgi lüks hediyeler ile ölçülebilecek bir kavram değildir. Gelelim yetişkinlerin sevgi ölçütüne, eski çağ ile günümüzü karşılaştırdığımızda tıpkı çocuklar gibi somut ve maddi sevgiye yönelik bir hale geldi. Eşiniz, sevgiliniz veya dostunuz size şık hediyeler alıyorsa seviyordur düşüncesi sosyal medya ile daha da artmış durumda. Sosyal medyada gördüğümüz israf derecesinde olan koca koca buket güller, sevgi dolu aşk sözleri, lüks ve pahalı mekanlarda çekilen fotoğraflar ve videolar kişiler üzerinde bir algıya neden olmaya başladı bu algı ‘’ben neden böyle şeyler gömüyorum’’. Böylece mutsuz aşklar, mutsuz evlilikler, mutsuz arkadaşlıklar son zamanlarda daha da artmaya başladı. Yani bu durumda maddi olan her şey çekici iken manevi olan hiçbir şeyin değeri kalmadı. Sosyal medyada gördüğümüz masalsı hayatlar çoğu zaman doğru değildirler. Çünkü sosyal medya kişilere her şeyin mükemmel olduğu bir hayat sunuyor. Fakat arka planda çoğu zaman tükenmişlikler, değersizlikler ve depresif hayatlar yer alıyor. Bu yüzden sosyal medyadaki masalsı hayatlara özenmek yerine kendi çekirdek hayatınızda ilk önce neyi istiyorsunuz? Sizin için mutluluk kavramı neyi ifade ediyor? Hayatınızda en büyük lüks nedir? Sorularına yanıt arayarak maddi sevgiden ziyade manevi sevgiyi kendinize öğretmeniz ve yeniden hayat vermeniz gerekir. Çünkü sevgi maddiyat ile ölçülebilir bir his değildir. Sevgi güçlü bir bağ kurduran, insan hücrelerine hayat veren, DNA kodlarını şekillendiren evrensel bir dildir. Tüm bedeniniz ve ruh sağlınız için ilk gereken ihtiyaç sevgidir. Bu yüzden sevgi diliniz ile karşınızdaki insanı bile iyileştirebilirsiniz. Unutmayın ki kalbimizin de bir zekâsı var. Kalp sevdiği bir şeyi unutamaz. Hafızasına kazır.
Sevgilerimle; Uzman Klinik Psikolog Pırıl Bilger Özkaranfil
Instagram: dopaminpsikolojikdanismanlik
Yorumlar
Kalan Karakter: