Peki wabi-sabi felsefesine göre ne gibi değişikler yapabilirsiniz? Bunların hepsini açıklıyoruz!
1. Yıpranmış eşyalarınızı atmayın, bunun yerine dönüştürün.

Wabi-sabi anlayışı, yaşanmışlık izlerini gizlemek yerine öne çıkarmayı hedefliyor. Hafif çatlamış bir seramik kase, kenarı dökülmüş bir kitap belki rengi solmuş bir örtü… Bunlar evlerimize bir ölçüde hikaye katacak şeyler. Bu yüzden atmak yerine, onları dekoratif şekilde sergilemeyi deneyin. Mesela, eski kavanozlarınızı biraz modifiye ederek şahane mumluklara dönüştürebilirsiniz. Üstelik sürdürülebilirliği desteklemek de cabası!
2. Doğal malzemeler kullanmaya çalışın.

Felsefemiz doğanın döngüsünü kabul ediyor, bu yüzden evinizde kullanılan malzemelerin doğallığı da büyük önem taşıyor. Ahşap, taş, keten, seramik gibi işlenmemiş ve organik malzemeleri bolca evinizde kullanın. Bu tür malzemeler zamanla yaşlandığından renk değiştirir, belki çatlar ama tam da bu süreç onları güzel kılar. Sentetik ürünlerin soğuk ve ruhsuz havasına hiç ihtiyacımız yok. Unutmayın, kusursuz olmayan her detay sizi doğaya bir adım daha yaklaştıracak.
3. Minimalizmle barışıp fazlalıklardan kurtulun.

Sadece estetiği değil, dinginliği de arıyoruz. Evinizi olabildiğince sadeleştirin. Köşede biriktirdiğiniz eşyaların gölgesi evinize çökmesin. Kalabalıklar yerine nefes alan boşluklar yaratın kendinize. Eviniz mabediniz, her köşesi huzur dolmalı olmalı!
4. Kintsugi ruhu: kırıkları altınla onarın.

Japon kültüründe kintsugi sanatı, kırılmış seramiklerin çatlaklarının altınla onarılması. Bu anlayış, bir şeyin kırılmasının onun değerini azaltmadığını, aksine artırdığına inanıyor. Siz de kırılmış objeleri onararak onlara yeni bir form kazandırabilirsiniz. Her çatlak, her tamir bir hayat izini ifade etmekte. Altını nerede bulacağız diyor gibisiniz ama merak etmeyin benzer malzemeler de işinizi görecektir.
5. Renk paletinizi toprak tonlarına çevirin.

Wabi-sabi felsefesinde abartılı, parlak renkler yerine toprak tonları, gri, bej, pas rengi gibi rahatlatıcı tonlar kullanılıyor. Duvarda kullanılan soluk bir bej, ahşap mobilyaların tonuyla birleştiğinde gözleri de yormuyor hem. Renklerdeki solgunluk estetik bir tercih.
6. Geçiciliği kutlayın, mevsimlere göre minik detaylar katın.

Wabi-sabi felsefesi geçiciliği kutsuyor. Buna göre evinizde mevsimlere göre değişen küçük detaylara yer vermelisiniz. İlkbaharda taze çiçekleri, sonbaharda kuru yaprakları ve yazın deniz kabuklarını bu iş için kullanabilirsiniz. Zamanın akışını bu sayede hissedeceksiniz. Hiçbir şey kalıcı değil ama her şeyin bir güzelliği var.
7. Simetri takıntısından kurtulun.

Batı dekorasyon anlayışı genellikle simetriye önem verirken, wabi-sabi bunu gereksiz bir düzen arzusu olarak görüyor. Simetrik olmayan objeler, el yapımı eşyalar veya yamuk duran bir raf… Bunların hepsi gayet de olur. Mükemmel düzene zorlamadan, doğal akışta yer vermiş olursunuz. Estetik kusurlarda gizlidir zira. Göz, her zaman muntazamı değil esasında anlamlı olanı arar.
8. El yapımı eşyalar kullanın.

Fabrikadan çıkmış binlerce eşya yerine, el emeğiyle yapılmış özel parçalar kullanmak bu felsefenin özlerinden biri. El yapımı bir seramik kupa, minik kusurlarıyla da olsa özgünlük sunuyor. Bundan neden yararlanmayalım ki?
9. Boşluklara saygı gösterin, az çoktur.

Wabi-sabi’de boşluklar en az doluluklar kadar anlamlıdır. Evinizdeki boş alanlarını dinlenmeniz için bir mola yeri olarak düşünebilirsiniz. Her yeri doldurmak zorunda değilsiniz zira boş bir masa ve sade bir duvar da duru havayı perçinlemiş olur. Bu duruluk sayesinde evinizdeki eşyalar daha görünür, daha anlamlı hale gelecek. Hava gibi olan bu boşluklar aslında dekorun bir parçası!
10. Zamana direnen eşyaları kullanın.

Evinizde uzun ömürlü ve kaliteli malzemelerden yapılmış, yaşlandıkça güzelleşen eşyalar tercih etmelisiniz. Paslanan metal, solan keten perde, zamanla çizilen ahşap zemin gibi. Bunlar wabi-sabi’nin zamanla evrilen güzelliğini temsil edecek. Wabi-sabi’de güzellik zamana teslim olmuşlukta saklı!
Yorumlar
Kalan Karakter: