Fantastik edebiyatın efsanevi ismi George R.R. Martin, son yılların en çetin telif hakkı mücadelesinin merkezinde yer alıyor. 2025 yılının Ekim ayında New York’taki federal mahkeme, Martin’in ChatGPT’nin izinsiz olarak “Game of Thrones” evrenine dayalı devam hikâyeleri üretmesi nedeniyle açtığı davayı reddetme talebini geri çevirdi.
Bu dava, sadece Martin’in değil; Ta-Nehisi Coates, Sarah Silverman, Jonathan Franzen, David Baldacci, Jodi Picoult ve John Grisham gibi birçok tanınmış yazarın da benzer iddialarını bir araya getiriyor.
Davacılar kısa süre önce, OpenAI çalışanlarının korsan kitap veri setlerini silmeyi tartıştığı Slack mesajlarını da elde etti. Bu delil, şirketin eylemlerinin “bilinçli ihlal” olup olmadığını belirlemede kilit rol oynayabilir. Böyle bir durumda, telif cezası eser başına 750 dolardan 150.000 dolara kadar çıkabilir. Üstelik dava sadece birkaç kitabı değil, on milyonlarca sanat ve haber içeriğini kapsıyor.
Yapay zeka dünyasında telif fırtınası
Martin’in davası, 2025’te yapay zekâ devlerinin karşı karşıya kaldığı bir dizi telif krizinden yalnızca biri. OpenAI, Meta ve Anthropic gibi şirketler, yapay zekâlarını eğitirken korsan kitap sitelerinden (LibGen, Bibliotik vb.) veri toplamakla suçlanıyor.
Eylül ayında Anthropic, benzer iddialar üzerine yazarlarla 1,5 milyar dolarlık bir uzlaşmaya gitti. Mart ayında ise bir başka davada, New York Times dahil birçok medya kuruluşunun içeriklerinin izinsiz biçimde ChatGPT’yi eğitmekte kullanıldığı öne sürüldü.
Ayrıca Meta’nın “Vibes”, OpenAI’nin “Sora” ve Character.AI’nin “Feed” uygulamaları da korunan karakterleri yeniden üretmekle eleştiriliyor. Bu davalar, sadece şirketleri değil, yapay zekâ endüstrisinin geleceğini de şekillendirecek nitelikte.
Adaletin kesişim noktası: “Fair Use”
Martin’in davasının kalbinde, “adil kullanım” (fair use) kavramı yatıyor. 19. yüzyıldan bu yana yürürlükte olan bu yasa, telifli içeriklerin sınırlı ölçüde eleştiri, haber ya da eğitim gibi amaçlarla kullanılmasına izin veriyor.
Mahkemeler bu tür davaları değerlendirirken kullanım amacı, eserin niteliği, kopyalanan miktar ve telif sahibine olan ekonomik etkisi gibi kriterleri inceliyor. Ancak önemli bir detay var: İspat yükü telif sahibinde değil, ihlali gerçekleştiren tarafta. Yani OpenAI gibi şirketler, modellerinin adil kullanım kapsamında olduğunu kanıtlamak zorunda.
Bu yasanın uygulanışı tarih boyunca oldukça karmaşık oldu. Örneğin, Anthropic’in “Claude” adlı sohbet botu için kitapları kullanması 2025’te “adil kullanım” olarak değerlendirilmişti; ancak şirketin korsan kaynaklardan veri çekmesi nedeniyle yine de 1,5 milyar dolar tazminat ödemesi kararı çıkmıştı.
Buna karşılık, Thomson Reuters ile Ross Intelligence arasındaki davada mahkeme, yapay zekânın kullandığı verilerin yeterince “dönüştürücü” olmadığını ve şirketin doğrudan rakip bir ürün yarattığını belirterek ihlali kabul etti.
Tüm bu örnekler, hem yazarlar hem de teknoloji devleri açısından bulanık bir hukuki alan yaratıyor.
Martin ve OpenAI davasının seyri
Martin ve diğer yazarlar, OpenAI’nin eserlerini izinsiz biçimde modellerine yüklediğini, ChatGPT’nin bu eserleri temel alarak yeni içerikler ürettiğini ve hatta yasadışı kitap sitelerinden veri çektiğini öne sürüyor.
OpenAI ise ChatGPT’nin çıktılarının “yeterince dönüştürücü” olduğunu savunsa da, ABD Bölge Yargıcı Sidney Stein bu argümanı reddetti. Stein, 27 Ekim 2025 tarihli kararında, ChatGPT’nin ürettiği özet ve hikâye fikirlerinin, Martin’in eserleriyle “önemli ölçüde benzer” olduğuna hükmetti.
Yargıç, “Game of Thrones” örneği üzerinden giderek, ChatGPT’nin karakterleri, olay örgüsünü ve temaları neredeyse birebir taklit ettiğini belirtti. Ayrıca, OpenAI’nin korsan içeriklerle ilgili suçlamalarının da dava dosyasına eklenmesine izin verdi. Ancak mahkeme, “adil kullanım” konusunu şimdilik değerlendirmeye almadı.
Yapay zeka endüstrisi için bir dönüm noktası
Bu davalar yalnızca tazminatlarla ilgili değil; aynı zamanda yapay zekâ tarafından üretilen içeriklerin hukuki statüsünü belirleyecek emsal kararlar doğuruyor.
Uzmanlara göre bu süreç, teknoloji sektöründe yaygın olan “önce yap, sonra özür dile” anlayışını da sorgulatacak.
Birçok şirket, bugüne kadar “lisanssız veri kullanmadık” dese de, davalar bu iddiaları sarsıyor.
Sonuç ne olursa olsun, bu gelişmeler yapay zekânın ölçeğini, kalitesini ve geleceğini derinden etkileyecek.
Ancak bir şey kesin:
ChatGPT, bir sonraki “Game of Thrones” hikâyesini yazmadan önce iki kez düşünmek zorunda kalacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: