Okul ile iş hayatı karşı karşıya: Erken çalışma–erken terk döngüsü kalıcılaşıyor
Millî Eğitim Bakanlığı verileri, çocuk işçiliğinde alarm zillerini çaldı. Türkiye’de 3 milyondan fazla çocuk okul dışında kalırken, yalnızca son bir yılda en az 72 çocuk işçi çalışırken yaşamını yitirdi.
Derin Yoksulluk Ağı Araştırma ve Savunu Koordinatörü Önder Uçar, artan geçim ve eğitim masraflarının, borç yükü ve aile baskısıyla birleşerek çocukları erken yaşta iş hayatına ittiğini vurguladı.
“Çocuk bir kez çalışmaya başladığında okul ile iş hayatı karşı karşıya geliyor. İşin temposu, yorgunluk ve uzun mesailer ders başarısını düşürüyor; düzenli devamı imkânsız hale getiriyor.”
Çocuk işçiliği dört yılda yüzde 8 arttı
TÜİK verilerine göre 15–17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılım oranı 2020’de yüzde 16,2 iken, 2024’te yüzde 24,9’a çıktı. Bu oran, 377 bin çocuğun daha işçi olarak kayıtlara geçtiği anlamına geliyor.
İSİG Meclisi’nin “Çocuk İş Cinayetleri Raporu”na göre, 2024 Eylül–2025 Ağustos döneminde en az 72 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Rapor, çocuk işçiliğinin yoksulluk ve güvencesizlik temelinde derinleştiğini ortaya koydu.
MESEM tartışması: “Eğitim değil ucuz işgücü modeli”
Uçar, MEB’in Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulamasında 500 binden fazla çocuğun yer aldığını, ancak bu modelin fiilen düşük ücretli ve tehlikeli işlere zemin hazırladığını söyledi.
“MESEM üzerinden çocuk işçiliği fiilen yasallaşıyor. Haftanın dört gününü işletmede geçiren çocuk artık klasik anlamda bir öğrenci değil. Ağır sanayiye çocuklar kapıdan bile sokulmamalı.”
TMMOB’nin de benzer uyarılar yaptığını belirten Uçar, çözümün okul-temelli, güvenli ve denetimli beceri eğitimi olduğunu ifade etti.
Yorumlar
Kalan Karakter: