Burayla ilgilenen yok. Kapı kapı gezdik, herkes birbirine atıyor. Ödemiş Belediyesi’ne gidiyoruz, ‘İzmir Büyükşehir’in sorumluluğunda’ diyorlar. İzmir Büyükşehir’e gidiyoruz, ‘Kaymakamlığın yetkisinde’ diyorlar. Kaymakamlığa gidiyoruz, ‘Su Kurulu ilgileniyor’ diyorlar. Su Kurulu’na gidiyoruz, ‘Bizimle alakası yok, Tabiat Kanunu’ndan dolayı sorumluluk bizde değil’ diyorlar. Oraya başvuruyoruz, bu sefer başka bir düzen çıkarıyorlar. Yani nereye gitsek, elimiz boş olarak geri dönüyoruz”
“GÖLCÜK GÖLÜ’NÜN GELECEĞİ KURUMLAR ARASI MASA TRAFİĞİNE KURBAN EDİLMEMELİ”
Demokrat Parti Medya ve İletişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı / Küçük Menderes Havzası Sorumlusu Dilek Acar Güleç, Gölcük Gölü’nün kurtarılması konusunda kurumların üzerine düşeni yapması için çağrıda bulundu.
Kurumların çözüm üretmesi için çağrı yapan Güleç şunları söyledi:
“İzmir’in Abantı” olarak tanıdığımız Gölcük Gölü, sadece Ödemiş’in değil, tüm Küçük Menderes Havzası’nın nefesidir. Ancak bugün bu eşsiz doğa parçası, kurumlar arasındaki yetki karmaşası yüzünden sessizce kirleniyor, yok oluyor. Doğal sit alanı ilan edilmesi, koruma amacı taşırken ne yazık ki koruyamama bahanesine dönüşmüş durumda. Her kurum birbirine topu atıyor, gölün kaderi yazışmalar arasında kayboluyor. Gölün tabanı çamurla dolmuş, oksijen azalmış, zaman zaman balık ölümleri yaşanmış. Üstelik çevresinde mangal yapan, atık bırakan vatandaşların duyarsızlığı da bu tahribatı artırıyor. Artık bu tabloyu seyretmek değil, çözmek zorundayız.
Gölcük Gölü’nün sorunu sadece temizlik değil; koordinasyonsuzluk ve ilgisizliktir. Bu gölü kurtarmak istiyorsak, önce sorumlulukları netleştirmeli, kurumlar arasında ortak bir irade oluşturmalıyız. Belediye, Büyükşehir, Kaymakamlık, Tarım ve Orman Bakanlığı ve üniversiteler bir araya gelerek bilimsel temelli bir göl yönetim planı hazırlamalıdır. Bu planla birlikte gölün taban temizliği, doğaya zarar vermeden ve bilimsel yöntemlerle yapılabilir.
Ege ve Dokuz Eylül Üniversiteleri’nin çevre mühendisliği bölümleriyle ortak çalışma yürütülmesi bu noktada büyük önem taşır. Aynı zamanda göl çevresinde bilinçsiz kullanımı önleyecek önlemler alınmalı; çöp ve atık yönetimi düzenlenmeli, fosseptik sistemleri denetlenmeli, kirli yağmur suları göle ulaşmadan arıtılmalıdır. Göl çevresinde hem denetim hem de bilinçlendirme çalışmaları artırılmalı, okullar ve gönüllüler aracılığıyla çevre bilincini güçlendiren etkinlikler düzenlenmelidir.
Gölcük, yalnızca bir turistik cazibe noktası değil, aynı zamanda bir ekolojik eğitim alanı olarak da değerlendirilmeli; her yıl çevre farkındalığına yönelik temizlik etkinlikleri, doğa eğitimleri ve bilinçlendirme kampanyalarıyla yeniden canlandırılmalıdır.
Gölcük Gölü’nün geleceği artık masa başında değil, sahada, ortak akılla ve kararlılıkla korunmalıdır. Doğayı “koruma” bahanesiyle çürütmek yerine, doğru planlama ve koordinasyonla yaşatmak bizim elimizde. Bugün bu göl için harekete geçmezsek, yarın çok geç olabilir. Gölcük bizimdir, gelecek nesillerindir. Biz doğayı değil, doğa bizi affetmez”

Yorumlar
Kalan Karakter: