İzmir’in Çernobil’i olarak anılan ve yaydığı radyasyon nedeniyle gündemdeki yerini koruyan Gaziemir Eski Kurşun Fabrikası alanının temizlik süreciyle ilgili TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Yaşam Alanları, EGEÇEP, İzmir Barosu ve Türk Tabipleri Birliği İzmir Tabip Odası ortak bir basın açıklaması, bölgede basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamada oda temsilcileri yanı sıra; Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, eski Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay ve vatandaşlar da yer aldı.
"Mücadelemiz 13 yıldır sürmektedir"
Basın açıklamasını Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Temsilcisi Selma Akdoğan okurken, Akdoğan atıkların nasıl ve nereden getirildiğinin hala belirsiz olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit eden atıkların bulunduğu alanın temizlenmesi, ülkeye girişi yasak olan nükleer atıkların nasıl ve nereden getirildiğinin belirlenerek kamuoyu ile paylaşılması ve sürecin sorumluları ile ilgili gereğinin yapılmasına yönelik çağrılarımız ve mücadelemiz paydaşlarımız ile birlikte 13 yıldır devam etmektedir. Yalnızca yerel değil, aslında uluslararası bir radyoaktif ve tehlikeli atık kirlenmesi sorunu olan bu olay, IAEA’ya (Uluslar arası Atom Enerjisi Kurumu) da bildirilmiştir”
“Temizlik çalışmalarında kontrolsüzlüğün devam ettiğini göstermektedir”
Bölgedeki atıkların Tobalı’ya taşındığının ortaya çıktığına da dikkat çeken Akdoğan, “23 Temmuz 2024 tarihinde başlayan; Bakanlık ilgili birimleri, NDK, TENMAK ve İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü katılımı ile oluşturulan komisyonun gözetiminde yürütüldüğü belirtilen temizlik çalışmalarının geldiği noktada; eski kurşun fabrikası atıklarının Torbalı ilçesi Yoğurtçular Mahallesi'ndeki boş bir alana izinsiz şekilde döküldüğü İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı'na bağlı Kent Temizliği Şube Müdürlüğü denetim ekipleri tarafından belgelendi. Bu durum yasadışı atık ticareti ve atıkların fabrika sahasına gömülmesi ile başlayan süreçte; ilgili kurumların gözetiminde yapıldığı belirtilen temizlik çalışmalarında da yasadışılığın ve kontrolsüzlüğün devam ettiğini göstermektedir” diye konuştu.
Bakanlığa soru seli
Bakanlığa seslenen ve bölgenin akıbetini soran Akdoğan, yetkililere şu soruları yöneltti:
- Atıkların ayrıştırılması ve taşınması sırasında ortaya çıkacak çevre ve sağlık etkilerinin önlenmesine yönelik bir çalışma yürütülmüş müdür?
- Çevre, işçi sağlığı ve halk sağlığı konularında alınan önlemler nelerdir?
- Alanda çalışma yapılırken, radyoaktif ve tehlikeli maddelerin araç, alet ve işçilere bulaşmasını önleyecek ve sonra temizlenmesini sağlayacak önlemler uygulanmış mıdır?
- Alanda çalışma yapılırken, tozumayı engellemek ve oluşacak olası tozumanın etkilerini bertaraf etmek için, mevzuatın öngördüğü toz kontrol önlemleri alınmış mıdır?
- Atıkları yükleyen, taşıyan ve işleyen işçiler ile operatörlere gerekli kişisel koruyucu donanım sağlanmış mıdır?
- Bu kişilere yeterli eğitim verilmiş midir ve güvenlikleri hangi yöntemlerle temin edilmiştir?
- Radyoaktif ve tehlikeli atıkları taşıyan araçlar uygun taşıma standartlarını karşılamakta mıdır?
- Sahada ayrıştırılan atıklar nakliye işlemine kadar hangi koşullarda bekletilmiştir, alınan önlemler nelerdir?
- Sahada doz hızı ölçümleri gerçekleştirilmiş midir?
- Eğer yapılmışsa, ölçümler mekânsal olarak kaç farklı noktada gerçekleştirilmiştir?
- Doz hızının mekânsal dağılımı nasıldır ve bu ölçümlerin koordinat bazlı sayısal sonuçları nelerdir?
- Ayrıca, saha dışında ve yerleşim alanlarında doz hızı ölçümleri yapılmış mıdır?
- Yapıldıysa hangi koordinatlarda hangi doz hızı değerleri ölçülmüştür?
- Alanda çalışan ve çalışmaları denetleyen özel kuruluşlar bünyesindeki "konusunda uzman ekiplerin" bu alandaki geçmiş deneyim ve uzmanlıkları nelerdir?
- Şimdiye kadar yapılan çalışmalar kapsamında taşıma ve bertaraf işlemleri yapılan atıkların tür ve miktar olarak dağılımı nedir?
- Atıklar hangi tesislerde ve hangi yöntemlerle bertaraf edilmiştir?
- Atıkların radyoaktif olup olmadığı, tehlikeli madde içerip içermediği hangi analiz yöntemleri ile belirlenmiştir?
“Taleplerimiz dikkate alınmadı ve kaygılarımız gerçekleşti”
Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık ise bilim insanlarının gözetiminde bir temizlik süreci yürütülmesi gerektiğini belirterek, “Yaklaşık 18 yıldır sürdürülen mücadelede yeni bir aşamaya geçildi. Partimizin ve belediyemizin sürdürdüğü bu mücadelede bazı taleplerimiz vardı. Bu taleplerimiz başında da bilim insanlarının gözetiminde buraların temizlenmesi ve temizlenecek firmanın yetkinliği geliyordu. Taleplerimin ne kadar haklı olduğunu bugün dün yaşananlar oraya koymuştur biz burada her avuç toprağın bir kontrol mekanizması kullanılarak çıkarılmasını istemiştik. Görüyorum ki taleplerimiz dikkate alınmadı ve kaygılarımız gerçekleşti. Sonuna kadar mücadele edip buranın bilim insanlarının gözetiminde temizlenmesini sağlamak için mücadelemiz sürecek” diye konuştu.
“Bu Türkiye’nin insan hakları mücadelesidir”
Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay ise bu sorunun çevre ve halk sorunu olduğuna dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin her bölgesinde atık yönetimiyle ilgili süreçlerde aslında bir felaketi burada beraber yaşadı. Mücadele sürerken sorular değişmedi ama cevaplar verilmedi. 18 yıl sonra şu an Karabağlar Belediye Başkanı olarak buradayım. Çünkü Aydın Mahallemiz, Emrez, bu alandan tüm İzmir etkileniyor. Yıllardır sorduğumuz soruların cevaplarını bekliyoruz ve ne yazık ki ortaya koyduğumuz kaygılar tekrar tekrar gerçekleşiyor. Bu bir çevre ve halk sağlığı mücadelesidir. Türkiye insan hakları mücadelesidir. Sonuna kadar devam edeceğiz”
"Bu temizlik böyle olmaz"
Bu atıkların tüm dünyanın başının belası olduğunu söyleyen EGEÇEP Sözcüsü Avukat Arif Ali Cangı ise, yetkililere şu sorularu yöneltti:
"Burası Fukuşima ve Çernobil gibi dünyanın gündeminde olması gerekir. Burada kendilerince bir düzenleme ve atık temizliği işlemi yapılıyor. Bu proje ortaya atıldığından beri bu temizlik böyle olmaz, ‘bağımsız denetim olmalı’ diyoruz ama görüyoruz ki Çevre İl Müdürlüğü de denetlememiş ve nereye ne döküldüğünü bilmiyoruz. Görüyoruz ki buradan çıkan atıklar çimento fabrikalarının yakma ünitesinde yakılıyor, bir kısım atıklar nükleer atık statüsünde olduğu için araştırma merkezine götürülmüş ama o atıkların buradan çıkış tonajıyla teslim alınan tonaj farklı, aradaki fark nereye gitti? Döküldü mü, bir yere mi atıldı, kim aldı?
"Gereken kararı verin"
İzmir 5. İdare Mahkemesi’ne seslenen Cangı, “Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun bu olaya el koyması gerekir. Bu sorunun sadece bizim sorunumuz olmaması gerekiyor. Bilimsel verilerle bu alanın en az zarar verecek şekilde temizlenmesi şart. Burada İzmir 5. İdare Mahkemesi’ne çağrıda bulunuyorum, bilirkişilerle birlikte bir an önce tespitlerinizi yapın ve gereken kararı verin. Korktuğumuz başımıza geldi, bakın atıklar Torbalı'da bir araziye boşaltıldı" diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: