“Pet Maması Döngüsel Ağı” adı verilen bu yenilikçi sistem, turizm tesislerinden toplanan gıda atıklarının, barınaklardaki sokak hayvanlarına mama olarak geri dönmesini sağlıyor. Proje, çevresel etkiyi azaltırken aynı zamanda sokaktaki patili dostların beslenme ihtiyacına da çözüm sunuyor.
Üretim hattına giren malzemeler özenle seçiliyor. Baharatsız, tuzsuz, sossuz kırmızı-beyaz et ürünleri, haşlanmış makarnalar, yumurtalar ve bakliyatlar özel reçetelerle karıştırılarak sağlıklı mama formuna dönüştürülüyor. Patates, kabak, brokoli gibi sebzelerle zenginleştirilen bu mamalar, barınaklardaki binlerce hayvan için hem besleyici hem ekonomik bir kaynak oluşturuyor.
38 Ton Üretimle Başlayan Başarı Hikayesi
Yılın ilk 5 ayında tam 38 ton mama üretildi. Bu rakam yalnızca bir başlangıç. Hedef ise yıllık 120 tona ulaşmak. Böylece yalnızca barınakların mama ihtiyacı karşılanmayacak, aynı zamanda yıllık 6 milyon TL’ye yakın bir katma değer yaratılmış olacak. Bu model, şehirlerin atık yönetimi konusunda yaratıcı çözümler üretmesinin ne kadar mümkün olduğunu da gözler önüne seriyor.
Hayvan Hakları ve İklim Mücadelesi Aynı Zeminde
Projenin arka planında yalnızca sokak hayvanlarını doyurmak değil, daha büyük bir meseleye katkı sunmak da var: iklim krizi. Gıda atıklarının doğru yönetilmesi, karbon ayak izini düşürüyor. Bu döngüsel yaklaşım, İzmir’i sadece hayvan dostu değil, aynı zamanda iklim duyarlılığı yüksek bir şehir kimliğine büründürüyor.
Bu örnek proje, otellerden evlere kadar her bireye ilham olabilecek nitelikte. Tükettiğimiz her gıdanın artık çöp değil, bir cana can olabileceğini gösteriyor. İzmir’in attığı bu adım, hem belediyecilikte yeni bir vizyonu hem de toplumsal duyarlılığın gücünü ortaya koyuyor. Hem mama var hem umut.