'Vurgun', 'Biz Ayrılamayız', 'Silemezler Gönlümden', 'Kar Yangınları' ve daha birçok şarkıyı güçlü sesiyle sevenlerine dinlettiren usta sanatçı Muazzez Abacı, 78 yaşında hayatını kaybetti.'Vurgun', 'Biz Ayrılamayız', 'Silemezler Gönlümden', 'Kar Yangınları' ve daha birçok şarkıyı güçlü sesiyle sevenlerine dinlettiren usta sanatçı Muazzez Abacı, 78 yaşında hayatını kaybetti.Vefatının ardından sevenlerini derin bir hüzne boğan usta sanatçının özel hayatı da yeniden gündeme taşındı. Yıllar önce yaşanan ve adeta tozlu raflara kaldırılmış bir aşk hikayesi ise yeniden ortaya çıktı.Bu unutulmuş hikayenin merkezinde Kabadayı Hasan Heybetli vardı. Onların dillere destan ilişkisi, bugünün okurlarını bile şaşırtacak detaylarla doluydu.Takvimler 1974 yılını gösterdiğinde döneminin en ünlü assolistlerinden olan Muazzez Abacı, sadece sesiyle değil; kendine has havası, tarzı ve gösterişili görünümüyle herkesin dikkatini çekmişti.Ancak usta sanatçı özellikle bir ismin mercek altına girmişti. Bu kişi, "Kabadayı" lakaplı Hasan Heybetli'ydi. Heybetli, Abacı'nın o dönem çalıştığı gazinoya gidip büyük bir hayranlıkla onu izlemeye devam ederdi.Uzaktan uzaktan genç assolisti seyreden Heybetli, bir gün cesaretini toplayarak Abacı'nın yanına gider ve kendisiyle bir aşk yaşamak istediğini söyler. Ancak Abacı, tüm cesaretini toplayan Hasan Heybetli'yi geri çevirir...Aşkının arkasında durmaya kararlı olan Heybetli, vazgeçmezMuazzez Abacı'nın sahneye çıktığı mekana her gün, onu düşündüğünü hissettiren ve günün 24 saatini simgeleyen 24 kırmızı gül gönderir. Aşkından vazgeçmeye niyeti olmayan Heybetli, bir gece Abacı'yı arar ve evinin camından dışarı bakmasını ister.
İlişkileri bir masal gibi başlasa da, Heybetli bir gün Abacı'ya kimsenin beklemediği bir teklifte bulunur. Ünlü kabadayı, Abacı'ya gazinoda çalışmamasını, sahnede kazandığı paradan çok daha fazlasını kendisine vereceğini söyler. Ancak küçük yaşlardan beri müziğe tutku ile bağlı olan Abacı, bu isteği kabul etmez.
Oldukça inatçı tavırlarıyla bilinen Heybetli, Abacı'nın bu kararına karşı şaşırtıcı bir adım atar. Ünlü sanatçının evinin salonunu tomar tomar parayla kaplatır. Muazzez Abacı ise bu hareketin Heybetli'den geldiğini hemen anlar ve evdeki yardımcısına tüm parayı toplayıp poşetlere koymasını söyler.

Oldukça sinirlenen Abacı, Heybetli'yi eve çağırır ve tüm parayı olduğu gibi camdan aşağı atar. Abacı'nın bu tavrı, müziğe olan aşkının her şeyden üstün geldiğini bir kez daha gözler önüne serer.Bir süre sonra bu fırtınalı aşkın ilk imzası 1980 yılında atılır. Birbirinden oldukça farklı karakterlere sahip olan ikilinin evliliği uzun sürmez ve üç yılın sonunda son bulur. Ancak birbirlerinden ayrı kalamayan çift, 1986 yılında yeniden dünyaevine girer.Usta sanatçı o günleri şu sözlerle anlatmıştır: "Hasan cezaevinin bahçesinden bir ıslık çalardı, ben balkona koşardım." O dönemde assolistlere karşı uygulanan şiddet de oldukça fazlaydı. Öyle ki, gazinocular kralı Fahrettin Aslan; Bülent Ersoy'a, Zeki Müren'e bile tokat atmıştı. Ancak Abacı, Heybetli'nin koruyup kollaması sayesinde bu tür olayları hiç yaşamamıştı.
Yorumlar
Kalan Karakter: