İzmir’de 93. Uluslararası Fuar’ın ikinci günü coşkulu bir atmosferde sürdü. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun onur konuğu olarak katıldığı etkinlikte, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile birlikte teknoloji iş birliği protokolü imzalandı. Bu imza töreninin ardından Atatürk Açık Hava Tiyatrosu’nda resepsiyon düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İzmir Valisi Süleyman Elban, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ferdi Zeyrek, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve siyasi parti temsilcileri katıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi bandosunun eşliğinde İstiklal Marşı ile başlayan törene, Hong Kong yapımı yapay zeka robotu Sofia da katıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, konuşmasını yapmak üzere sahneye çıktığında büyük bir alkış aldı. Sahneye çıkan Yılmaz, “İzmir’imizin kültürel ve ticari hafızasında önemli bir yer tutan 93.kez yapılmış olan yüzyıllık bir geçmişi olan bu seçkin organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Amacımız ülkemizi bağımsız hale getirmek diyen Yılmaz, “Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na sponsor şirketlerimize, uzaktan yakından katkıda bulunan herkese şükranlarımı sunuyorum. Sözlerimin başında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm İzmirlilere en kalbi selamlarını iletiyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten miras olan bu fuarın Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını saygıyla yad ettiğimiz zafer haftasına denk gelmiş olmasını da son derece anlamlı buluyorum. Kuruluşun ve kurtuluşun şehrine dönüşen İzmir, İktisat Kongresi ve İzmir Fuarı ile kalkınmaya başlayan ekonomimizin önemli bir noktası olmuştur. İlk İktisat Kongresi’nde Atatürk’ün şu tespitini hatırlatmak isterim ‘Siyasi zaferler ne kadar büyük olursa olsun ekonomik ve iktisadi zaferle taçlandırılamazsa kazanılan zaferler çok büyük olamaz’. İki tür bağımsızlık vardır. Birincisi hukuki bağımsızlık. Ancak bir de gerçek anlamda bağımsızlık var. İkinci tür bağımsızlık güçle alakalı. Ekonominiz güçlüyse bilimsel teknolojik altyapınız güçlüyse insan kaynağınız nitelikliyse üreten bir yapınız varsa gerçek anlamda bağımsızsınız. Amacımız ülkemizi gerçek anlamda bağımsız hale getirmektir. O günkü şartlarda bunun altının çizilmesi çok kıymetli” ifadelerini kullandı.
“Önemli olan bilgi ve teknoloji üretmek ve bunu ekonomik değere dönüştürüp rekabetçi bir şekilde dünyaya pazarlamak. Bunu başardığınızda güçlü ve bağımsız bir şekilde yolunuza devam ediyorsunuz. Dünyanın en köklü ticaret fuarlarından birine ev sahipliği yaparken kat ettiğimiz yolu da hatırlatmak istiyorum. Bugün geldiğimiz noktada 1.1 trilyon doları aşmış ekonomik büyüklüğümüz var ve dünyanın 17.büyük ekonomisiyiz. Yeter mi elbette yetmez. Kişi başına gelirimiz 13 bin 110 doları buldu. Kurdaki istikrarla dolar bazında daha üst noktalara çıkmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında dış pazar değerlendirmesi de yapan Yılmaz, “Dış pazarlara baktığımızda dünyanın da iyi bir noktadan geçtiğini söyleyemeyiz. Özellikle Türkiye’nin temel ihraç pazarı olan Avrupa Birliği olumsuz bir dönemden geçiyor. Bir yandan jeopolitik risklerin olduğu bölgedeyiz. Bütün bu ortam içerisinde ekonomik zorluklar içinde ihracatımızı artırmaya devam ediyoruz. Tüm ihracatçılarımızı gönülden tebrik ediyorum. Temmuz ayı itibariyle ihracatımız 261 buçuk milyar dolara yükseldi. Bir taraftan ithalattaki azalış süreci var. İthalatta belli oranda azalma görüyoruz. Cari dengemizde ciddi bir iyileşme var” dedi. Cari açıkla ilgili bilgiler veren Yılmaz, “Geçen yıl yüzde 6 civarında cari açığımız vardı. Bugün geldiğimiz noktada yüzde 2’nin altına gerilemiş durumda. Bu da dövize olan ihtiyacı azaltıyor. Bu açıdan çok çok kıymetli. Merkez bankamızın rezervlerinde ciddi bir artış var. Kur korumalı mevduatta ciddi bir gerileme söz konusu. Tarihimizin en büyük deprem afetinin yaralarını sardığımız bir dönemdeyiz. 14 milyon nüfusu etkiledi ve iyileşme sürecimiz devam ediyor. Sadece son iki yılda iki trilyon Türk lirası deprem ve deprem bağlantılı harcamalar için merkezi yönetim bütçelerimizden kaynak ayırdık. Bu deprem yüküne rağmen bütçe açığımızı da belli seviyede tutmaya çalışıyoruz. Yıl sonu itibariyle bu yılki açığımız yüzde 5’in altına gelecek. Bu da çok olumlu bir gelişme” dedi.
Vatandaşın en büyük problemlerinden birisi olan enflasyona da değinen Yılmaz “Vatandaşımızın da en büyük sıkıntısı enflasyon bizim de hedefimiz bunu düşürmek” diyen Yılmaz, “OVP’de birinci yıl geçiş olacak dedik. İkinci yıl dezenflasyon dönemimiz olacak üçüncü de kalıcı enflasyon olacak dedik. Birinci dönemi tamamladık. Geçiş sürecimiz bitti. Cari açığı düşürdük risklerimizi azalttık. Bütün bunlar sağlam bir zemin oluşturdu şimdi bu zeminde enflasyonla mücadele ediyoruz. Ağustos rakamları çıktığında göreceksiniz yüzde 50 ye yakın bir rakam bekliyoruz. Eylül enflasyonunda yüzde 50’nin altını göreceğiz. Yıl sonu itibariyle de merkez bankamızın ortaya koyduğu bant ile bir sonuç bekliyoruz. Az önce bahsettiğim gibi OVP’nin temel amacı fiyat istikrarını sağlamak. 2026 yılı itibariyle tek haneli rakamlara ülkemizi kavuşturmak. Yine kalıcı fiyat istikrarını sağladığımız bir ortamda kalıcı sosyal refah sağlamaktır. Bunu da adım adım hayata geçiriyoruz” dedi.