
Koca Usta Cemal Tercan
Bazı isimleri ne yapsanız da silemezsiniz. Çünkü onlar tarihe öyle izler bırakmışlardır ki, kim ne kadar uğraşsa da o izleri yok edemez. Cemal Tercan da öyle bir isimdir Türk esnaf teşkilatı için… Bıraktığı izler, esnafa kazandırdıkları, tarihe kazındı. İşte o tarih izlerinin ufak bir gezintisi… Cemal Tercan Kimdir? 1933 yılında Bayburt’ta doğdu. 5 kardeşli bir evde yetişti. Doğumundan kısa süre sonra ailesi Bayburt’tan İzmir’e göç etmiş. Şehit Fethi Bey İlkokulunu bitirmiştir. Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesi demircilik bölümünden mezun olmuştur. 1962 yılında Nermin Tercan ile dünya evine girmiştir. Biri kız, biri erkek 2 çocuk babasıdır. 3 Torunu, 3 de torunun çocuğu vardır.
Cemal Tercan’ın Okul Yılları
Merakını Bilgiye Dönüştüren Aktif Bir Öğrenci
Küçük yaşlardan itibaren çevresinin dikkatini çeken keskin zekâsı, Cemal Tercan’ı bulunduğu dönemin kısıtlı imkânlarına rağmen kendi kendini geliştiren sıra dışı bir öğrenciye dönüştürdü. İlkokulu tamamladıktan sonra eğitim yolculuğuna İzmir Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesi’nde devam eden Tercan, burada “Demirci” bölümünden başarıyla mezun oldu. Ancak bu başarı onun için sadece bir başlangıçtı. Eğitime olan tutkusu, Tercan’ı İzmir’den İstanbul’a taşıdı. Özel Gazetecilik Okulu’nda aldığı nitelikli eğitimin ardından durmadan ilerleyen Tercan, bu kez rotasını Yıldız Tekniker Okulu’nun “motor-makine” bölümüne çevirdi. Disiplinli çalışma kültürü, merakı ve öğrenme azmiyle her adımda kendini daha da ileriye taşıyan Cemal Tercan, böylece çok yönlü bir teknik ve mesleki birikimin temellerini henüz genç yaşlarda atmış oldu.
Demirci Cemal Tercan'nın İş Hayatı
Terbay’ın Kuruluş Hikâyesi
12 m²’lik Dükkândan 54 Bin m²’lik Dev Fabrikaya Uzanan Bir İzmir Başarısı** İzmir’in köklü firmalarından TERBAY, 1954 yılında iki çocukluk arkadaşının, Cemal Tercan ile Mithatpaşa Sanat Okulu’ndan sınıf arkadaşı Kemal Baysak’ın, Karataş’ta sadece 12 metrekarelik küçük bir dükkânda soğuk demircilik mesleğiyle işe başlamasıyla kuruldu. Devletin önemli kadrolarında görev alma fırsatları bulunmasına rağmen, kendi ayakları üzerinde durmayı her zaman karakterinin bir parçası olarak gören Cemal Tercan, “bir yere bağlı çalışmak yerine kendi işini büyütme” yolunu seçti ve tercihini Terbay’dan yana kullandı. Yıllar içinde ağır iş makineleri, otomotiv ve sanayinin pek çok alanına yayılan üretim kapasitesiyle Terbay, bugün yüzlerce ürün çeşidini ihraç eden, üretiminin yüzde 90’ını yurtdışına gönderen ve ülke ekonomisine yüksek döviz girdisi sağlayan güçlü bir İzmir markasına dönüştü. Zamanla rahmetli Salih Baysak ve yine rahmetli Şükrü Baysak’ın ortaklığa katılmasıyla Terbay’ın yapısı genişledi ve şirket dört ortaklı bir aile şirketi kimliği kazandı. Bugün 54 bin m² alana yayılan modern fabrikasıyla faaliyet gösteren Terbay, ikinci kuşak yöneticiler Abdullah Baysak, Bülent Tercan ve Levent Baysak ile hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada güvenilir bir markayı temsil etmeye devam ediyor. Cemal Tercan: Esnafın İçinde 61 Yıllık Hizmet, 24 Yaşında Bir Liderlik İş hayatında güçlenmeye başlayan Cemal Tercan, sosyal hayata katkı sunmayı da en az üretim kadar önemli gördü. 1956’nın sonunda, İzmir Demirciler Derneği’nin kongresinde henüz 24 yaşındayken başkanlığa seçilmesi, onun esnaf ve sanatkâr camiasındaki 61 yıllık hizmet yolculuğunun başlangıcı oldu. Başkanlığa gelir gelmez alışılmış düzeni değiştirmeye kararlı olan Tercan, dernek üyeleri için teknik bilgiye dayalı toplantılar düzenledi ve sektöre “ÖRS” adlı bir dergiyi kazandırdı.

O yıllarda ülkede ekonomik sıkıntılar yaşanıyor, sac, profil, karpit, elektrot gibi temel malzemeler valilik komisyonu tarafından sınırlı şekilde dağıtılıyordu. Bu kıtlık, üretimi neredeyse durma noktasına getiriyordu. Cemal Tercan’ın esnaf ve sanatkârlar temsilcisi olarak katıldığı bu komisyonda, İzmir’in gereksinimlerinin kısıtlanmasına izin vermedi. Ankara’daki bakanlıklarla doğrudan temas kurarak eksik malzemelerin İzmir’e gelmesini sağladı ve böylece esnafın zor yıllarda ayakta kalmasına büyük katkı sundu. 1958’de Birlik Yeniden Doğdu: Esnaf Teşkilatlanmasının Mimarı 1958 yılında, daha önce kurulan fakat atıl durumda olan İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Dernekleri Birliği’ni yeniden hayata geçiren kişi yine Cemal Tercan oldu. 1964–1965 yıllarında hem İzmir Demir İşleri Derneği Başkanı hem de Birlik Başkanı olarak görev yapan Tercan, Türkiye’de henüz gelişmekte olan imalat sektöründe çok kritik bir sorunu fark etti: yetişmiş eleman eksikliği. Özellikle frezecilik alanında ustaların yok denecek kadar az olduğunu gören Tercan, Mithatpaşa Sanat Okulu Müdürü Kemal Botsalı ile iş birliği yaparak çığır açan bir proje geliştirdi. Akşamları okulun makineleri kullanılarak kurslar açıldı; bu sistem için Halk Bankası’ndan 30 bin lira kredi, 20 bin lira da Birlik ve Tercan’ın kendi imkânlarından temin edilerek 50 bin liralık eğitim bütçesi oluşturuldu. Bu kurslardan 5 yetişmiş frezeci mezun oldu.

Ayrıca İzmir mobilya sektörünün bilmediği polyester tekniği, 70 saatlik kapsamlı bir eğitimle ustalara öğretildi ve kısa sürede tüm piyasaya yayıldı. Tercan, geliştirdiği bu çırak–kalfalık–ustalık modelini meslek odalarına kabul ettirdi ve daha sonra parlamentoda kürsülerde savunarak Türkiye’nin bugünkü mesleki eğitim sisteminin temellerine katkı sağladı.
Cemal Tercan: Türk Esnafının Mimarı ve Siyasetin Çok Yönlü İsmi
1. Siyasete Giden Yol ve Örgütlenme Modeli
Genç yaşta esnaf sorunlarının çözümünün yerelden başlayıp TBMM’ye uzandığını öngören Tercan, Türkiye’de örneği az görülen bir örgütlenme modeli kurdu. Kendisi mecliste olmadan esnaf temsilcilerini belediye ve vilayet meclislerine taşıyan bir yapı oluşturdu.

2. Parlamento Kariyeri
-
Adalet Partisiyle temas etti, 13. Dönem yoklamalarında 10. sıraya kadar yükseldi.
-
1973 seçimlerinde “5’ler rüzgârı”yla tüm engellere rağmen milletvekili seçildi.
-
14., 15. ve 19. Dönem İzmir Milletvekili olarak görev yaptı.
-
1980 darbesi sonrası siyasi yasak aldı; yasağın kalkmasıyla ANAP’tan döndü.
-
3. Esnafın Hak Mücadelesi
Meclis’te Esnaf ve Sanatkârların Sorunlarını Araştırma Komisyonu Başkanlığı yaptı.
Hazırladığı kapsamlı rapor Genel Kurul’da kabul edildi.
Öncü olduğu temel düzenlemeler:
-
3308 sayılı Ustalık–Kalfalık–Çıraklık Yasası
-
Elektrik sektörüne imza yetkisi
-
507 sayılı Esnaf Teşkilatı Yasası
-
Esnaf sicilinin kurulması
- Tarifelerin esnaf teşkilatına verilmesi
4. Kooperatifçilikte Kurucu Liderlik
1958’den itibaren 47 kefalet kooperatifinin 42’sinde görev aldı; kooperatiflerin Bölge Birliği altında birleşmesini sağladı.
Esnaf için üç hedef belirledi:
İş yeri sahibi olması ,Ev sahibi olması,Sosyal güvenceye kavuşması
Sanayi siteleri:
Halkapınar 1. Sanayi Sitesi
2., 3., 5. Sanayi Siteleri
Kısıkköy Siteleri
Bergama Sanayi Sitesi
Konut projeleri:
-
İzmir Esnaf Köyleri (500 konut)
-
Bergama’da 100 bahçeli ev
-
Ödemiş “Bağkur Evleri”
-
Çeşme ESDİNBEL Tercan Sitesi (230+ yazlık)
BAĞKUR yasasının altyapısını oluşturan çalışmaları yürüttü.
5. Fiziki Dönüşüm Projeleri
Türkiye genelinde çok sayıda esnaf odasının modern yapılar kazanmasını sağladı.
İzmir’de:
-
7 katlı Esnaf Sarayı
-
Birlik Plaza
gibi yapıları hiçbir esnafa yük olmadan teşkilata kazandırdı.
6. Milli Ekonomiye Katkı
1981’deki 2. İktisat Kongresi’nde esnafı temsil etti.
Sunduğu rapor kongre tutanaklarına geçti.
Salonun dekorasyonunu bile kendi imkânlarıyla üstlendi.
7. Eğitimde Devrim: METEM
Türkiye’nin ilk İşletmeler Üstü Eğitim Merkezi (METEM) projesini hayata geçirdi.
Devlet ödeneğiyle İzmir’e de METEM kazandırarak esnaf ve sanatkâr için teknik eğitimde büyük bir dönüşüm sağladı.
Cemal Tercan’ın Küle Döndürülen Mirası: İzmir’in Çalınan Geleceği
İzmir esnaf teşkilatının unutulmaz ismi Cemal Tercan’ın yıllar önce hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projelerinin büyük bölümünün, Tercan sonrası dönemde ya tamamen yok edildiği ya da amacının dışında kullanılarak çürümeye bırakıldığı ortaya çıkıyor. Arşiv kayıtları ve dönemin tanıkları, İzmir’in aslında Türkiye’ye örnek olacak projeleri sessizce kaybettiğini doğruluyor.
Birlik başkanıyken Gaziemir Sarnıç’ta 112 bin m²’lik ihtisas fuarı alanını 29 yıllığına kiralayan Tercan, esnafın dünyayla rekabet edebilmesi için tarihi bir vizyon ortaya koymuştu. Ancak Tercan görevden ayrıldıktan sonra proje rafa kaldırıldı, alan parça parça satıldı ve bugüne kadar kimse “Bu fuar alanına ne oldu?” diye sormadı.
Türkiye’nin ilk uygulamalı eğitim oteli olan Buca Kaynaklar’daki tesis, Tercan tarafından sınıfları, laboratuvarları ve sosyal alanlarıyla eksiksiz bir eğitim kompleksi haline getirildi. Fakat Tercan sonrası burada tek bir eğitim dahi yapılmadı. Önemli bir vizyon, yalnızca hatıra olarak kaldı.
Ekmek israfının önlenmesi için Avrupa modeliyle kurulan Unlu Mamuller Enstitüsü; Fransa’dan getirilen uzmanların dokunuşuyla Türkiye’de ilk ve tek örnekti. Avrupa standardında üretimin temelleri atıldı. Fakat Tercan’ın ayrılmasıyla enstitü tamamen yok edildi, sadece milyonluk cihazlar dönemin yöneticilerine dağınık şekilde teslim edildi.
Tam teşekküllü bir esnaf hastanesi ise İzmir’e kazandırılmış, tabelasına kadar hazır hale getirilmişti. Tercan sonrası bu hastane sessizce belediyeye iade edildi ve esnafın sağlıktaki en önemli kazanımı tarihe karıştı.
Tercan’ın yalnızca İzmir’de değil Türkiye’nin tamamında attığı adımlar ise bugün hâlâ hayatın içinde. Kredi Garanti Fonunun yasallaşmasına öncülük eden, Almanlarla birlikte TESK-AR’ı kurarak teknik destek sistemini oluşturan, 507 sayılı yasayla esnafa “kamu kurumu niteliği” kazandıran ve 3308 sayılı Çıraklık–Kalfalık–Ustalık yasasının çıkmasına öncülük eden Tercan, çırakların sağlık primlerinin devlet tarafından ödenmesini sağlayarak sosyal güvenlik alanında tarihi bir adım attı.

İzmir ıslahevinde çocuklara meslek kazandıran Topluma Kazandırma Projesi, Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir rehabilitasyon modeli olarak kayıtlara geçti. Tercan’ın talimatıyla ayakkabıcılar, marangozlar ve berberler ıslahevinde eğitim vererek çocukları üretimin içine kattı; üretilen ürünler İzmir Fuarı’nda sergilendi.
Tercan kültür-sanat alanında da iz bıraktı. Öğrencilik yıllarında yazıp yönettiği “Bizim Oda” adlı tiyatro oyunu büyük ilgi gördü. Esnaf hareketinin kritik günlerini anlattığı “En Uzun 6 Gün” kitabının gelirini ise çocukların topluma kazandırıldığı projelere bağışladı.
Bugün resmî hiçbir görevde olmamasına rağmen etkisini sürdürmeye devam eden Tercan, çalışmalarını kurduğu ofisten yönetiyor.
Kendisinin sözleriyle:
“81 ilde kapısını çalabileceğim bir esnafım varsa, ben dünyanın en zengin adamıyım.”
Yorumlar
Kalan Karakter: