CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 10 Kasım anmalarına dikkat çekti, Kocaeli'deki iş cinayetini "AK Parti'nin Kara Düzeni" olarak nitelendirdi ve çocuk işçiliğine ayrılan bütçeyi eleştirdi.
Atatürk'e saygı ve 10 Kasım mesajı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasının başlangıcında 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’ne değindi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen konukları selamladıktan sonra, milyonların Anıtkabir'e akışını ve Atamızın huzurunda bulunmaktan duyulan heyecanı dile getirdi.
"Dün 10 Kasımdı ve milyonlar Anıtkabir’e aktılar, hep beraber Atamızın huzurundaydık. Ömrünü aziz millete adayan Atatürk’ü ebediyete uğurlamıştık dün. Saat 9’u 5 geçe aracını durdurup aracının önünde, vapurun güvertesinde, tarlada tek başına başını öne eğen milletle anan herkesin önünde saygıyla eğiliyorum. Allah rahmet eylesin."
Atatürk'e duyulan sevgi ve coşkunun boşuna olmadığını belirten Özel, bir milletvekilinin bir şehre Atatürk’ün adının verilmesi önerisi üzerine Paşa'nın, "Bir ismin şehrin temellerine yazılmasına gerek yoktur, milletin kalbine yazılarak anılmak isterim," sözünü hatırlattı ve bunun milletin kalbine yazıldığının en büyük göstergesi olduğunu vurguladı.
Cumhuriyete sahip çıkma vurgusu ve CHP kimliği
Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdığı, "En büyük eserim dediğin cumhuriyete sahip çıkacağız" cümlesine atıfta bulundu. Bu cümlenin doğrusunu söylemek gerektiğini belirterek, "Ama Atatürk’ün partisine kayyum atayana o cümlenin doğrusunu söyleyeyim: 'Benim iki büyük eserim var, bunlardan birisi cumhuriyetse diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir.'" ifadelerini kullandı. Cumhuriyet coşkusunu ve birlikte olmanın heyecanını yürekten hissettiklerini sözlerine ekledi.
Kocaeli'deki yangın yeri hakkında şoke eden bilgi
Ülke gündemindeki felaketlere değinen Özgür Özel, Kocaeli’de 3’ü çocuk yaşta 6 vatandaşın hayatını kaybettiği iş cinayetinin yürekleri dağladığını ifade etti. Bu olayın bir kez daha "kara düzenle" yüzleşmek anlamına geldiğini söyledi. Mahalle sakinlerinin defalarca şikayet etmesine rağmen işlem yapılmayan bir işyerinde felaketin yaşandığını belirtti.
Özel, Kocaeli Dilovası'ndaki İş Bankası şubesi yanında bulunan, levhası dahi olmayan parfüm imalatı yapılan işyerini şikayet eden bir vatandaşın dilekçesini ve devletten gelen cevabı paylaştı. İşyerinin tam unvanı, adresi ve iletişim bilgileri istendiği takdirde başvurunun işleme alınacağının söylenmesini eleştirdi. Olayın yaşandığı işyerinin, pandemi döneminde Meclis'e kolonya ve dezenfektan tedarik eden, yurt dışından getirdiği hammaddeler arasında uyuşturucu çıkan Ali Osman Akat’a ait bir yer olduğunun ortaya çıktığını iddia etti.
İş güvenliği ihmalleri ve çocuk işçiliği bütçesi
Çalışma Bakanı'nın Haziran 2023’te göreve gelmesinden bu yana 4 bin 836 emekçinin hayatını kaybettiğini belirten Özel, Soma faciasını unutmamak gerektiğini vurguladı. İlk gün mahkeme kapısında olan binlerce insanın, son karar gününde 3-5 kişiye düştüğünü hatırlatarak, facianın kaderine terk edildiğini ileri sürdü.
Özel, Türkiye'de her 5 çocuktan birinin çalıştığına dikkat çekerek Çalışma Bakanlığı'nın çocuk işçiliği ile mücadele bütçesini eleştirdi. 2023 yılında çocuk işçiliğiyle mücadele kalemi için ayrılan bütçenin 41 milyon TL'den 21 milyon TL'ye düştüğünü, bu sene ise bin (1.000) liraya kadar indirildiğini açıkladı. Aynı bütçede, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) üzerinden okul çağındaki çocuğun patronlara verilmesi için teşvik kalemine ise 6 milyar lira konulduğunu belirtti. Özel, bu durumu "AK Parti'nin Kara Düzeni" olarak adlandırdı.
Deprem bölgesindeki sorunlar devam ediyor
Konuşmasının sonunda 6 Şubat depremlerinin etkilerine değinen Özel, depremin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen hala 30 bin kişinin konteynerlerde yaşadığını söyledi. Tek bir drone görüntüsüyle, arka sokaklara bakılmadan, "İstanbul’a, Ankara’ya biz sözlerimizi tuttuk" diyenlerin haksızlık yaptığını ve asıl sözlerini tutturacaklarını ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada iktidarın medya üzerindeki etkisini, imar ve çevre politikalarını ile ülkenin ekonomik durumunu sert bir dille eleştirdi.
Devlet televizyonu ve merkez medya üzerinden manipülasyon iddiası
Özel, konuşmasına hükümetin medya üzerindeki kontrolünü hedef alarak başladı. "Birileri, devletin televizyonunu kullanarak merkez medyaya kendi sözlerini tutmuş gibi yayınlar yaparak 86 milyonu kandırıyor" ifadelerini kullandı. Bu durumun, özellikle depremzedeleri ve ülkenin dört bir yanında akraba evlerinde bekleyen yaklaşık 350 bin konteynerzedeyi incittiğini dile getirdi. Atatürk'ün kurduğu partinin bu mağduriyetlere sessiz kalmayacağının altını çizdi.
Marmaris'teki Simpaş projesi üzerinden imar talanı
Konuşmasının önemli bir bölümünü Marmaris'teki bir imar mücadelesine ayıran Özel, iktidarın "planlı şehirleri, doğayı ve halkı gözetmeyen" bir anlayışa sahip olduğunu belirtti. 1998'deki yerel siyaset sürecine atıfta bulunarak, Marmaris'te yandaş bir firma olan Simpaş tarafından 46 bin metrekarelik bir alanda kaçak yapılaşma girişimi olduğunu söyledi.
Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’nün namuslu bir hukuk mücadelesi yürüttüğünü belirten Özel, bu süreçte 58 ruhsatın iptal edildiğini ve milyarlarca lira para cezası kesildiğini aktardı. Ancak talanın hala durdurulamadığını ve beton dökülmeye devam edildiğini vurgulayarak, "Valisi, kaymakamı, jandarması ses edemiyor. Arkasında kimin olduğu belli" dedi. Yıkım ihalesi açılan yapıların bile durdurulduğunu, bu "rezilliği durdurmak" için kamuoyunun farkındalığına ve desteğine ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Köylüye yıkım, yandaşa göz yumma
Özel, iktidarın politikalarını "AK Parti'nin kara düzeni" olarak nitelendirdi. Bir yandan Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü'nün talimatla 150 tane kaçak köy evi tespit ederek gariban köylünün evine yıkım talimatı gönderildiğini, diğer yandan yandaş projeye göz yumulduğunu iddia etti. Bu düzeni değiştirmenin boyunlarının borcu olduğunu söyledi.
Ekonomik kriz ve enflasyonda dünya birincilikleri
Grup toplantılarında sürekli ekonomik zorlukları konuştuklarını hatırlatan Özel, gelecekte çözüm önerilerini duyuracaklarını söyledi. Türkiye'nin ekonomik karnesiyle ilgili çarpıcı verileri paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "şanlı şerefle bitirdik" dediği işin sonunda Türkiye'nin yoksullukta Avrupa birinciliği dahil birçok madalya kazandığını belirtti.
Özel, Türkiye'nin son olarak gıda enflasyonunda Avrupa'da birinci, dünyada ise beşinci olduğunu kaydetti. Bu durumun, dünya genelindeki 200'ün üzerindeki ülkenin sadece dördü hariç geri kalanında gıda enflasyonunun düşük olmasıyla tezat oluşturduğunu vurguladı.
Halkın alım gücündeki dramatik düşüş
Konuşmasında halkın yaşadığı geçim sıkıntısının somut örneklerini veren Özel, market raflarından çekilen fotoğrafları göstererek şunları söyledi:
- Daha uygun fiyata satılan yırtık yufka.
- Tanesi 4 liraya satılan kırık yumurta.
- 900 liraya dayanan dana eti fiyatları karşısında, vatandaşın 150 TL'ye çorbalık kemik almak zorunda kalması.
Bu durumun "AK Parti'nin kara düzeni"nin bir sonucu olduğunu ifade eden Özel, bu düzenin eninde sonunda son bulacağını dile getirdi.
Kredi kartı faizi ve açlık sınırı vurgusu
Vatandaşların her seçimin bir maliyeti ve faturası olduğunun farkında olması gerektiğini vurgulayan Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişteki "Verin yetkiyi, görün etkiyi" sözünü hatırlatarak, bugünkü etkinin çok kötü olduğunu savundu.
Ecevit Dönemine atıf ve emekli maaşları karşılaştırması
Özel, emekli maaşları konusunda eski Başbakan Bülent Ecevit dönemine atıfta bulunarak, "Ecevit'in 88 bin lira verdiği emekliye 16 bin lira verip bir de Ecevit'in arkasından sallıyorlar" diyerek iktidarı eleştirdi.
Gençlerin siyasi tercihlerine de değinen Özel, son verilerin gençlerden her iki yeni seçmenden birinin CHP'ye oy verdiğini ve AK Parti'nin oylarının yüzde 18'e düştüğünü iddia etti. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bizim dönemimize kadar Türkiye'de toplu iğne üretiliyor muydu?" sözünün 1952 yılında Adnan Menderes tarafından söylendiğini belirterek, iktidarın söylemlerindeki tarihsel tutarsızlığa dikkat çekti.
Düşen doğum oranı ve aile kurumu vurgusu
Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ayrışmadığı tek konunun, doğum artış hızının 1.7'ye düşmesi olduğunu dile getirdi, ancak bu düşüşün sorumlusunun "AK Parti'nin kara düzeni" olduğunu savundu. Hanelerde ortalama kişi sayısının 4'ten bu seviyelere inmesini, çiftlerin gelecek kaygısı nedeniyle çocuk yapmaya cesaret edememesine bağladı.
Özel, iktidarın "aile yılı" ilan etmesine rağmen aile kurumunu zayıflatanın, vatandaşın kırık yumurta almasına neden olan ve gelecek kaygısı yaratan bu ekonomik düzen olduğunu belirtti. Çözüm olarak, gençlerin istedikleri zaman evleneceği ve devletin o ailelerin arkasında duracağı bir sistemi işaret etti.
Yandaş kayırmacılığı ve felaket sorumluları
Çeşitli felaketler ve usulsüzlükler üzerinden iktidara hesap sorma çağrısı yapan Özel, "Kartalkaya'nın yanmasına izin verenler, parfüm fabrikasına yandaşın yeri diye denetlemeye gitmeyenlerdir" dedi. Bu kara düzenin yöneticilerini, Soma faciasının yargılanmasına izin vermeyenler ve Makine Mühendisleri Odası'nın uyarılarını dinlemeyenler olarak niteledi.
AK Parti ve MHP seçmenlerine seslenen Özel, sorumluluğun bu kara düzeni yönetenlerde olduğunu, iktidar değiştiğinde sadece suçu olanlardan hesap sorulacağını, namuslu vatandaşların korkmaması gerektiğini söyledi.
Yargı krizi: "Bu yolu Erdoğan açtı"
Konuşmasının en kritik bölümünü Anayasa ve yargı krizi oluşturdu. Anayasanın "toplum sözleşmesi" ve yaşamın, güvenliğin, mal ve mülkün teminatı olduğunu vurgulayan Özel, anayasayı tanımayan bir anlayışın tehlikeli sonuçları olacağı konusunda uyardı.
"Vaktiyle anayasayla ilgili 'ben o kararı tanımıyorum, saygı da duymuyorum' diyerek aslında Erdoğan bu yolu açtı" dedi.
Özel, Gezi davasından tutuklu bulunan ve Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) adil yargılanma hakkı ihlali kararı verdiği Tayfun Kahraman örneği üzerinden mahkemeleri eleştirdi. AYM kararına uymayan 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını hatırlatarak, mahkemenin AYM için "süper temyiz mercii değildir" demesinin Anayasa'nın 138. ve 153. maddelerine aykırı olduğunu söyledi.
Tayfun Kahraman'ın Gezi olayları sırasında şiddetin hiçbir yerinde olmadığını ve daha önce beraat ettiğini hatırlatan Özel, yerel mahkemenin bu karara uymamasını Anayasayı tanımayanlardan yüz bulmasına bağladı.
İktidara yönelik büyük tehlike uyarısı
Özel, Cumhurbaşkanlığı'nın yetkilerine ilişkin en büyük tehlikeyi dile getirdi: "Bugün Anayasa Mahkemesinin sayfasını yırtanlar yarın gelir yürütmenin sayfasını yırtarlar... Yarın Cumhurbaşkanlığının yetkilerini yırtarlar."
Anayasaların herkesi, özellikle de iktidarları koruduğunu vurgulayan Özel, geçmişte Anayasayı çiğnetenlere göz yumulmasının 15 Temmuz'daki tehlikenin önünü açtığını söyledi. Mevcut yargı düzenindeki tehlikeli yolun, iktidarı kaybetme korkusuyla atılan adımlar olduğunu belirterek, "Türkiye'de iktidar hırsı uğruna yargı eliyle çok tehlikeli bir yol açılmaktadır" uyarısında bulundu.


Yorumlar
Kalan Karakter: