Reisdere kıyılarında 2020 yılında gündeme gelen benzer planlar, yargı tarafından iptal edilmiş; karar Danıştay tarafından da onanarak kesinleşmişti. Çevre örgütleri ve uzmanlar, aynı içeriğe yakın bir planın yeniden hazırlanmasını “yargı kararlarının yok sayılması” şeklinde değerlendiriyor.
Yeni planın, sahil şeridinin denize 50 ve 100 metre yakınındaki bölümleri kapsadığı, buna karşın yapılaşma yoğunluğunu artırdığı belirtiliyor. Kıyı Kanunu ve sit alanı koruma ilkelerine aykırı olduğu ifade edilen plan, bölgenin altyapı eksikliği nedeniyle de ciddi çevresel riskler barındırıyor. Reisdere’de kanalizasyon, arıtma, elektrik ve içme suyu altyapısının bulunmaması, bölgeye konut ve turizm yapılaşması getirmenin atık suların doğrudan denize karışması ve kıyı ekosisteminin geri dönüşü olmayan biçimde zarar görmesi gibi sonuçlar doğurabileceği kaydediliyor.
Uzmanlar, bu yoğun yapılaşma baskısının Çeşme’yi kısa sürede “Kuşadası benzeri yoğun betonlaşmış bir turizm merkezine” dönüştürebileceği uyarısında bulunuyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin planla ilgili olumsuz görüş verdiği; planın parçacıl nitelikte olduğu, sit bütününde kapsayıcı bir koruma planı yapılması gerektiği ve çeşitli mevzuat aykırılıkları bulunduğu yönünde değerlendirmelerde bulunduğu öğrenildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Çeşme Çevre Derneği Başkanı Dr. Ahmet Güler, Alaçatı’daki benzer bir projeyi durdurduklarını hatırlatarak, “Alaçatı’nın en güzel koylarından birinin yağmalanmasını, denizin tahrip edilmesini engelledik. Ancak süreç bitmiş değil. Bu projelerin farklı yöntemlerle yeniden gündeme gelme ihtimalini biliyoruz. Doğamızı, denizimizi ve mirasımızı rant uğruna yok ettirmeyeceğiz. Hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz.” dedi.
Çeşme Çevre Derneği, söz konusu planı “kıyı yağması” olarak nitelendirerek tüm yurttaşları ve sivil toplum kuruluşlarını itiraz etmeye çağırdı. İmar planlarına yapılan itirazlar için askı süresi 7 Ocak 2026’da sona eriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: