İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer Cumhuriyet gazetesine röportaj verdi. İşte o Söyleşiden bir bölüm:
"Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı"? sorusu ülkenin gündeminde... Muhalefet parti "isim için erken" diyor... Siz ne düşünüyorsunuz?
Ülkemizin yeniden demokratik bir zemine oturması, hak ve özgürlükler adına evrensel standartların hakim kılınması, yargı bağımsızlığının güvence altına alınması ve çarşı pazarı yangın yerine çeviren ekonomik çöküşe son verilmesi açısından Millet İttifakı'nın attığı adımları son derece önemli buluyorum. Ama bugünün meselesi adayın kim olacağı değil, sistemin nasıl kurulacağıdır. Genel Başkanımız Kemal Kılçdaroğu'nun birleştirici tavrı ve öncülüğüyle altı lideri aynı masada toplayan kararlılık, elbette ilerleyen süreçte aday ism,nin belirlenmesi noktasına da ulaşacaktır. Bu aşamadan sonra özellikle bizler gibi makamı gereği daha fazla sorumluluk sahibi olması gereken kişilerin gönlümüzden geçen isimleri zikrederek liderleri de zor durumda bırakmaması daha doğru olur. Zaten Millet İttifakı'nın dışında kalan unsurlar bu konuyu neredeyse her gün gündeme getirip ekranlara taşıyor. Ben bu tuzağa düşülmemesi gerektiği inancındayım.
Ekrem İmamoğşu ve Mansur Yavaş'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına nasıl bakıyorsunuz?
Eğer CHP içinden bir aday önerilecekse, önceliin Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na verilmesi uygun olur.
Sizi hedefiniz nedir? Siyasetin, vatandaşa hizmet etmenin sizi nereye taşımasını beklersiniz?
Ne siyasette ne de yaşamımın diğer alanlarında kişisel hedeflerin peşinde koştum. "Ben" değil, "biz" söylemi ile inşa ettiğimiz bir dünya görüşümüz var. Bu güzel coğrafyada yaşayan insanların, binlerce yıllık kadim bir kültürün evlatları olarak, sahip oldukları olağanüstü potansiyelle uyumlu bir yaşam kalitesine sahip olmaları mümkün. Bu mümkünü hayata geçirmek için siyaset yapıyorum. Her şeyden önce halkın iktidarının işbaşında olduğu, tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye'de, hakça paylaşımın insanca yaşamın sağlandığı bir yönetimi tesis edebilirsek, ben bu yoldaki adımlara bir parça destek olabilirsem en büyük hedefime ulaşmış olurum. Biz İzmir'de "Başka bir yaşam mümkün" diyerek sadece yerel yönetim profili çizmiyoruz. Burada alacağımız sonuçlar tarımdan rurizme, sosyal yaşamdan diğer tüm üretim alanlarına etki edecek bir model olarak Türkiye'ye ışık tutacaktır.
"Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı"? sorusu ülkenin gündeminde... Muhalefet parti "isim için erken" diyor... Siz ne düşünüyorsunuz?
Ülkemizin yeniden demokratik bir zemine oturması, hak ve özgürlükler adına evrensel standartların hakim kılınması, yargı bağımsızlığının güvence altına alınması ve çarşı pazarı yangın yerine çeviren ekonomik çöküşe son verilmesi açısından Millet İttifakı'nın attığı adımları son derece önemli buluyorum. Ama bugünün meselesi adayın kim olacağı değil, sistemin nasıl kurulacağıdır. Genel Başkanımız Kemal Kılçdaroğu'nun birleştirici tavrı ve öncülüğüyle altı lideri aynı masada toplayan kararlılık, elbette ilerleyen süreçte aday ism,nin belirlenmesi noktasına da ulaşacaktır. Bu aşamadan sonra özellikle bizler gibi makamı gereği daha fazla sorumluluk sahibi olması gereken kişilerin gönlümüzden geçen isimleri zikrederek liderleri de zor durumda bırakmaması daha doğru olur. Zaten Millet İttifakı'nın dışında kalan unsurlar bu konuyu neredeyse her gün gündeme getirip ekranlara taşıyor. Ben bu tuzağa düşülmemesi gerektiği inancındayım.
Ekrem İmamoğşu ve Mansur Yavaş'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına nasıl bakıyorsunuz?
Eğer CHP içinden bir aday önerilecekse, önceliin Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na verilmesi uygun olur.
Sizi hedefiniz nedir? Siyasetin, vatandaşa hizmet etmenin sizi nereye taşımasını beklersiniz?
Ne siyasette ne de yaşamımın diğer alanlarında kişisel hedeflerin peşinde koştum. "Ben" değil, "biz" söylemi ile inşa ettiğimiz bir dünya görüşümüz var. Bu güzel coğrafyada yaşayan insanların, binlerce yıllık kadim bir kültürün evlatları olarak, sahip oldukları olağanüstü potansiyelle uyumlu bir yaşam kalitesine sahip olmaları mümkün. Bu mümkünü hayata geçirmek için siyaset yapıyorum. Her şeyden önce halkın iktidarının işbaşında olduğu, tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye'de, hakça paylaşımın insanca yaşamın sağlandığı bir yönetimi tesis edebilirsek, ben bu yoldaki adımlara bir parça destek olabilirsem en büyük hedefime ulaşmış olurum. Biz İzmir'de "Başka bir yaşam mümkün" diyerek sadece yerel yönetim profili çizmiyoruz. Burada alacağımız sonuçlar tarımdan rurizme, sosyal yaşamdan diğer tüm üretim alanlarına etki edecek bir model olarak Türkiye'ye ışık tutacaktır.