Bu sabah metroda gelirken iki genç kız aralarında konuşuyordu. "Dün akşam Altın Kelebek vardı, izledin mi?" Arkadaşı cevap verdi: “Evet yine saçma sapan ödüller, saçma sapan insanlar...”
"En İyi Dizi’yi İnci Taneleri’ne verdiler inanabiliyor musun" dedi, öbürü "bullshit!!!"
İşte tam bir Z kuşağı tepkisi… Ödülleri beğenmeseler de izlemişlerdi. Aradan geçen 50 yıla rağmen Kelebek, X, Y, Z ve hatta alfa kuşağını bir şekilde buluşturmayı başarmıştı. Bu açından bakarsak bile büyük bir başarı olduğu ortada…
Peki 50. Yılındaki Altın Kelebek töreni nasıl geçti? Gelin törenin enlerini birlikte inceleyelim.
Her şeyden önce 50 yılda hem ülkemizde hem de dünyada çok şey değişti. İlk Altın Kelebek düzenlendiğinde tarihler 1972’yi gösteriyordu. 2 yıl yapılamamış sonra aralıksız bugünlerde gelmişti.
70'li yıllar her ne kadar Yeşilçam’ın altın yılları olsa da siyasi tarihimiz için kara leke olan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı da aynı yıl gerçekleşmişti. Yani memleket insanı siyasi ve ekonomik buhranların hiçbir dönem eksik olmadığı coğrafyamızda bir şekilde kendini eğlenceye vurmayı başarıyordu.
Bir de tören de her ne kadar ülkenin en uzun soluklu ödülleri olduğunun altı çizilse de 60 yılı deviren Altın Portakal’da unutulmamalı diye düşünüyorum. Üstelik iki festivalin de ortak bir özelliği var; ikisi de konuşulmayı ve gündem olmayı seviyor.
Gecenin akılda kalan anlarına geçmeden bir notum da kokteyli de sayarsak 6 saati aşan tören süresine… Bu duruma acil olarak çözüm bulunması şart. Çok daha kısa sürede daha dinamik bir tören yapılması mümkün. Mesela ödül alan bir ekipte sahneye 5 kişi çıkıyorsa hepsi de konuşmak zorunda değil. İçlerinden bir sözcü seçip mesajını verebilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: