ABD Büyükelçisi Tom Barrack, daha önce Türkiye’de büyük yankı uyandıran “Cumhuriyet ve ulus-devlet” karşıtı açıklamalarını bu kez Yunanistan’ın Kathimerini gazetesine verdiği röportajda daha da sertleştirdi. Barrack, 1919 sonrası Türkiye’nin Cumhuriyet sürecinin Doğu Akdeniz’deki ekonomik akışın önündeki en büyük engel olduğunu iddia etti.
“Ulus-devlet modeli enerji ve ticaret yollarını kapattı”
Röportajda bölgenin jeoekonomik yapısını değerlendiren Barrack, ulus-devleti esas alan düzenin ticaret koridorlarını tıkadığını öne sürdü. Özellikle Hazar havzasındaki enerji rezervlerinin Akdeniz’e aktarılmasında Türkiye’nin mevcut devlet yapısının engelleyici rol oynadığını savundu:
“1919’dan bu yana inşa edilen sınırlar, tarihi refah yollarını kapattı.”
Barrack’a göre Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim ve güvensizlik, bölgenin enerji akışının “yıllardır kullanılamayan” bir koridora dönüşmesine yol açtı.
“Türkiye için en uyumlu model Osmanlı millet sistemi”
Açıklamalarının dozunu artıran Barrack, Türkiye’nin yeniden çok topluluklu Osmanlı millet sistemine dönmesi gerektiğini iddia etti. İzmir üzerinden verdiği örnekte Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanların yüzyıllarca birlikte yaşadığı yapının bugünün krizlerine model olabileceğini savundu:
“Türkiye yeniden çok topluluklu Osmanlı millet sistemine dönmeli. Bölge için en uyumlu model budur.”
“Doğu Akdeniz’de yeni bir düzenin zamanı geldi”
Barrack, Hazar bölgesinden Akdeniz’e uzanan enerji akışını “dev bir potansiyel” olarak nitelendirdi. Bu potansiyelin hayata geçebilmesi için Türkiye ile Yunanistan’ın ortak hareket etmesi gerektiğini belirten Barrack, iki ülkeye açık bir çağrıda bulundu:
“Caspian’ın Akdeniz’e açılan kapısı Türkiye ve Yunanistan’dır. Yeni bir bölgesel düzen kurmanın zamanı.”
Barrack, Doğu Akdeniz’in geleceğinin rekabet değil, “refah temelli entegrasyon” üzerine inşa edilmesi gerektiğini vurguladı ve bu süreçte aktif rol üstleneceğini söyledi.
“1919’dan beri önümüz kapalı”
Röportajını dikkat çekici cümlelerle noktalayan Barrack, Cumhuriyet sonrası ulus-devlet yapılarının bölgesel kalkınmanın önüne set çektiğini iddia etti:
“1919 sonrası ulus-devletleşme Doğu Akdeniz’in jeoekonomik düzenini kilitledi. Hazar'daki dev enerji rezervleri Akdeniz’e açılmayı bekliyor. O kapı da Türkiye ile Yunanistan. Ama sınırlar bu yolu tıkadı. Yeni düzenin zamanı geldi.”
Yorumlar
Kalan Karakter: