İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kasım ayı olağan meclis toplantısının ilk oturumu Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) Başkan tunç soyer yönetiminde yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, geçen hafta yaşananlar, yürütülen çalışmalar ve yurt dışı temaslarıyla ilgili meclis üyelerine bilgilendirmede bulundu. Glasgow’daki temasları ve İskoçya Parlamentosu'nda yaptığı konuşmanın detayları ile ilgili konuşan Başkan Soyer, “Birleşmiş Milletler’in (BM) Glasgow’daki zirvesi 40 binin üzerinde insanın katıldığı dev bir organizasyondu. Şunu gururla söylemeliyim ki; bizim oradaki varlık sebebimiz Eylül ayında düzenlediğimiz Kültür Zirvesi’ydi. Kültür Zirvesi’nde ortaya çıkan manifesto bildiğiniz gibi ‘Döngüsel Kültür’ kavramını ortaya koymuştu ve bu kavram büyük ilgi topladı. Birçok mecrada ‘Döngüsel Kültür’ kavramı konuşuluyor, tartışılıyor. ‘Döngüsel Ekonomi’ gibi önümüzdeki yıllarda da daha çok konuşulacağı dillendiriliyor. İzmir adına son derece gurur verici bir ziyaret oldu” dedi.
Eleştirilere tek tek yanıt verdi
Katılamadığı geçmiş meclis oturumlarında gündeme gelen eleştirilere de cevap veren Başkan Soyer, şunları söyledi: “Elektrik fabrikasıyla ilgili, ‘orada hukuki problem var, o nedenle verilemiyor’ denilmiş. Orada bir hukuki problem yok. Çok net. İki buçuk sene önce ihaleye çıkaran irade, ihale sonucunu iptal eden irade, iki buçuk sene sonra yeniden ihaleye çıkmayan iradenin önünde hiçbir hukuki engel yok. Aynı şekilde bir başka nokta; 300 küsur milyon dolarlık kredi talebimizle ilgili, ‘Dünya Bankası direktörü açıklama yaptı. Böyle bir kredi yok' denilmiş. Biz rüya görmedik! 4 ay boyunca Hazine ve Maliye Bakanlığı, İller Bankası uzmanlarıyla müzakere yapıldı. Bu müzakereler sonunda 5 Mayıs’ta Hazine ve Maliye Bakanlığımızın bize yazdığı yazı var. Hazine ve Maliye Bakanlığı temsilcileri Dünya Bankası’yla geçen hafta tekrar görüşmeye gittiler. Diliyorum ki bu kredi Türkiye’nin başka kentleri için de genişletilecek. Son aldığım duyumlar öyle. Yine diliyorum ve biliyorum ki, İzmir için yapılmış bu çalışma yine İzmir’in haklarını teslim ederek sonuçlanacaktır. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Başkanı'na yönelik kişilik haklarına saldırı, aşağılayıcı, bu kadar ağır ithamlar doğru değil. Benim bir meclis üyesi arkadaşımın eşiyle, geçmişiyle ilgili bir cümle kurduğumu duydunuz mu? Bizim böyle bir şey yapmamamız lazım. Bizim bu şehirde siyasetin seviyesini korumak en başta gelecek nesillere olan vazifemizdir. Önergelerimizin, komisyon raporlarımızın yüzde 90’ından fazlası oy birliğiyle geçiyor, bununla iftihar ediyoruz. O zaman bunlar nasıl konuşuluyor? Biz birbirimizi eleştireceğiz, birbirimize elbette söyleyecek çok sözümüz var ama bu seviyede olduğu zaman doğru değil” ifadelerini kullandı.
Samimiyet yalanı kaldırmaz
Soyer oturumun son kısmında yaptığı konuşmada tüm meclis üyelerini iyilik üzerinden siyaset yapmaya çağırdı. Başkan Soyer şu ifadeleri kullandı: "Siyaset gül bahçesi olmalı, olabilir, bu sizin elinizde, hepimizin elinde. Meclis çatısı altında yapılan görüşmelerde, kimse birbirini incitmemeli, kişilik haklarına saldırı anlamına gelecek ifadelerden kaçınmalı. Türkiye'nin, hepimizin buna ihtiyacı var. Bize düşen görev bize oy veren insanların da hakkını korumak ve örnek olmaktır. Onlara başka bir siyasetin mümkün olduğunu gösterebilmektir. Siyaset zaten kişiler üzerinden yapılan bir şey değil, iyilik üzerinden yapılması gereken bir şey. Yani ilkeler üzerinden yapılması gereken bir şey. Hep samimiyet diye dillendirdiğimiz şey asla yalanı kaldırmaz. Ben iyilikten ayrılmayacağım. Ben bu memleketin güzel insanlarının daha iyi bir siyasete layık olduklarına inanıyorum. O yüzden bunu yapmaya devam edeceğim. Birileri varsın başka şeye devam etsin. Asla vazgeçmeyeceğim. Çelik gibi sabrım, iradem var. Bu memlekete daha iyi şeyler yapabilmek için hiçbir menfaat beklemeden canla, başla çalışmaya devam edeceğim."
Eleştirilere tek tek yanıt verdi
Katılamadığı geçmiş meclis oturumlarında gündeme gelen eleştirilere de cevap veren Başkan Soyer, şunları söyledi: “Elektrik fabrikasıyla ilgili, ‘orada hukuki problem var, o nedenle verilemiyor’ denilmiş. Orada bir hukuki problem yok. Çok net. İki buçuk sene önce ihaleye çıkaran irade, ihale sonucunu iptal eden irade, iki buçuk sene sonra yeniden ihaleye çıkmayan iradenin önünde hiçbir hukuki engel yok. Aynı şekilde bir başka nokta; 300 küsur milyon dolarlık kredi talebimizle ilgili, ‘Dünya Bankası direktörü açıklama yaptı. Böyle bir kredi yok' denilmiş. Biz rüya görmedik! 4 ay boyunca Hazine ve Maliye Bakanlığı, İller Bankası uzmanlarıyla müzakere yapıldı. Bu müzakereler sonunda 5 Mayıs’ta Hazine ve Maliye Bakanlığımızın bize yazdığı yazı var. Hazine ve Maliye Bakanlığı temsilcileri Dünya Bankası’yla geçen hafta tekrar görüşmeye gittiler. Diliyorum ki bu kredi Türkiye’nin başka kentleri için de genişletilecek. Son aldığım duyumlar öyle. Yine diliyorum ve biliyorum ki, İzmir için yapılmış bu çalışma yine İzmir’in haklarını teslim ederek sonuçlanacaktır. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Başkanı'na yönelik kişilik haklarına saldırı, aşağılayıcı, bu kadar ağır ithamlar doğru değil. Benim bir meclis üyesi arkadaşımın eşiyle, geçmişiyle ilgili bir cümle kurduğumu duydunuz mu? Bizim böyle bir şey yapmamamız lazım. Bizim bu şehirde siyasetin seviyesini korumak en başta gelecek nesillere olan vazifemizdir. Önergelerimizin, komisyon raporlarımızın yüzde 90’ından fazlası oy birliğiyle geçiyor, bununla iftihar ediyoruz. O zaman bunlar nasıl konuşuluyor? Biz birbirimizi eleştireceğiz, birbirimize elbette söyleyecek çok sözümüz var ama bu seviyede olduğu zaman doğru değil” ifadelerini kullandı.
Samimiyet yalanı kaldırmaz
Soyer oturumun son kısmında yaptığı konuşmada tüm meclis üyelerini iyilik üzerinden siyaset yapmaya çağırdı. Başkan Soyer şu ifadeleri kullandı: "Siyaset gül bahçesi olmalı, olabilir, bu sizin elinizde, hepimizin elinde. Meclis çatısı altında yapılan görüşmelerde, kimse birbirini incitmemeli, kişilik haklarına saldırı anlamına gelecek ifadelerden kaçınmalı. Türkiye'nin, hepimizin buna ihtiyacı var. Bize düşen görev bize oy veren insanların da hakkını korumak ve örnek olmaktır. Onlara başka bir siyasetin mümkün olduğunu gösterebilmektir. Siyaset zaten kişiler üzerinden yapılan bir şey değil, iyilik üzerinden yapılması gereken bir şey. Yani ilkeler üzerinden yapılması gereken bir şey. Hep samimiyet diye dillendirdiğimiz şey asla yalanı kaldırmaz. Ben iyilikten ayrılmayacağım. Ben bu memleketin güzel insanlarının daha iyi bir siyasete layık olduklarına inanıyorum. O yüzden bunu yapmaya devam edeceğim. Birileri varsın başka şeye devam etsin. Asla vazgeçmeyeceğim. Çelik gibi sabrım, iradem var. Bu memlekete daha iyi şeyler yapabilmek için hiçbir menfaat beklemeden canla, başla çalışmaya devam edeceğim."